Haberler

7511 Sayılı Kanun ile Rekabet Kurumu’nun Soruşturma Usulünde Önemli Değişiklikler Yapıldı

29.05.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7511 sayılı “Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 34’üncü, 43’üncü, ve 45’inci maddelerinde önemli değişiklikler yapılmış ve söz konusu değişiklikler, 7511 Sayılı Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

4054 Sayılı Kanun, Rekabet Kurulu’nun hangi durumlarda inceleme başlatacağına, bu incelemelerde hangi yetkileri ne kapsamda kullanacağına, incelemeleri ne kadar sürede sonuçlandıracağına, inceleme sürecinde taraf teşebbüslerin haklarına, inceleme sonucunda kararların nasıl alınacağına, inceleme sürecinde ve sonucunda uygulanabilecek yaptırımlara, Kurul kararlarına itiraza ilişkin ayrıntılı usul hükümleri içermesi sebebiyle, Türk idare hukuku uygulaması açısından bir örnek teşkil etmektedir.

Kanun’da rekabet ihlallerine ilişkin soruşturma, birleşme ve devralma işlemlerine ilişkin nihai incelemelerde, bir soruşturma ve nihai incelemenin açılmasından nihai kararın alınmasına kadar geçen süreçte tarafların savunmalarının alınması, sözlü savunma toplantısı yapılması yönünde ayrıntılı hükümler yer almaktadır. 7511 sayılı Kanun ile yürürlüğe giren değişiklikler ise, bu süreçlerde önemli düzenlemeler yapmak suretiyle, özellikle savunma hakkı bakımından önemli yenilikler getirmektedir.

Değişiklikler Neleri İçermektedir?

Yeni dönemde bizi bekleyen değişikliklere değinmek gerekirse; tarafların önceki dönemde Soruşturma Bildirimi’ne karşı sunduğu birinci yazılı savunmanın tamamen ortadan kaldırılması temel değişikliklerden birisidir. Yani düzenlemeden önce, 4054 Sayılı Kanun uyarınca, soruşturma tarafı teşebbüs, Soruşturma Bildirimi’nin kendisine tebliğinden itibaren 30 takvim günü içerisinde birinci yazılı savunmasını sunmak zorundaydı. Yapılan yeni düzenleme ile bu zorunluluk kaldırılmıştır. Sebep, usul ekonomisine yönelik faydalar elde etmek amacıyla soruşturma sürecini hızlandırmak olarak kanun gerekçesinde açıklanmıştır. Zira soruşturma bildirimi zaten bir ihlal iddiası içermekten ziyade bir ihlal şüphesine işaret etmektedir. Dolayısıyla bu bildirim, ilgili teşebbüsün savunma hakkı ile ilişkilendirilerek yanıt verilmesi gereken bir belge niteliğinde değildir. Yeni dönemde buna işaret edilmektedir.

Temel değişikliklerden bir diğeri, Kurul Görüşlerinde Değişiklik Olmaması Halinde Ek Yazılı Görüşün Hazırlanmayacak Olmasıdır. Değişiklik öncesindesoruşturma konusu teşebbüsün ikinci yazılı savunmasında yer alan savunmalara yanıtlarını bir ek yazılı görüş hazırlamak suretiyle sunmak mecburiyetindeydi. Yapılan değişiklik ile bu gereklilik, teşebbüsün sunduğu savunmaların, soruşturma heyetinin soruşturma raporundaki görüşlerinde bir değişiklik yaratması hali ile sınırlandırmıştır.

Temel değişikliklerden sonuncusu ise ek görüşe yönelik süre uzatma hakkının kaldırılmasıdır. Yapılan değişiklik ile tarafların ek görüşe yönelik olarak sunacakları savunmaları açısından süre uzatımı talebinde bulunmaları imkânı kaldırılmıştır. Bu durumda Soruşturma Heyeti tarafından ek yazılı görüş hazırlanması için 15 günlük süre öngörülürken, soruşturmaya taraf teşebbüsün ek yazılı görüşe yönelik olarak savunmasını sunması için süre uzatımı imkânı bulunmaksızın en fazla 30 günlük süre tanınmaktadır. Eski düzenlemeye göre, her iki tarafın da bu sürelerin bir katına kadar artırılmasını talep etmesi mümkündü. Yeni dönemde bu imkân kaldırılmış olmaktadır.

Değişiklikler Ne Zaman Uygulanmaya Başlayacak?

Değişiklikler 29 Mayıs 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş ve o gün itibariyle uygulanmaya başlanmıştır. Dolayısıyla bu, 29 Mayıs 2024 ve sonrasında tebliğ edilen soruşturma bildirimine cevaben yazılı savunma sunulmayacağı anlamına gelmektedir. Bu tarihten önce Soruşturma Bildirimi tebliğ edilen, ancak henüz bu bildirime karşı birinci yazılı savunmanın sunulmadığı bir halde, aksine bir düzenleme yapılmak istenseydi bunun kanunda bir geçiş maddesi olarak yazılması gerekmesinden hareketle, bunlar bakımından da birinci yazılı savunmanın sunulmasının gerekmediği söylenebilir.

Neticede;

Eski dönemde soruşturma taraflarının üç adet yazılı ve bir adet sözlü savunma hakkı bulunuyordu. Yeni dönemde ise birinci yazılı savunma tamamen ortadan kalkmakta ve üçüncü yazılı savunma, Soruşturma Heyeti’nin görüş değiştirmesi halinde mümkün olmaktadır. Dolayısıyla tarafların Soruşturma Heyeti’nin iddialarını kapsamlı şekilde sunduğu Soruşturma Raporu’na karşı yapılan yazılı savunma oldukça önemli bir hale gelmektedir. Eğer Soruşturma Heyeti, bu savunma sonucunda görüşünü değiştirirse, tarafların bir yazılı savunma hakkı daha ortaya çıkmakta; sözlü savunma hakkı ise değişiklikten etkilenmemektedir.