Ülkemizde, fiyat kontrollerinin kaldırılması suretiyle fiyatların arz ve talebe göre piyasada belirlenmesini sağlamak, dış kaynak açığını kapatmak, ithal ikamesi yerine ihracata dayalı sanayileşme modelini benimsemek; böylece ekonomiyi işler hale getirmek amacıyla 24 Ocak 1980 tarihinde kapsamlı bir ekonomik istikrar programı, uygulamaya konulmuştur. Ülkemiz ekonomik yapısında köklü bir değişiklik yaratan 24 Ocak kararları ile ekonomide devletin rolü ve müdahalesi en aza indirilerek özel sektör öncülüğünde serbest piyasa ekonomisi modeline işlerlik kazandırılmıştır.
1982 Anayasası'nın 167. maddesi hükmü uyarınca devlete, "para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alma; piyasalarda fiilli veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme" görevi verilmiştir. Yine Anayasa'nın 48. maddesinde "çalışma ve sözleşme hürriyeti" düzenlenmiş olup; anılan maddede, özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu ifade edildikten sonra; özel teşebbüslerin milli ekonominin gerekleri ile sosyal amaçlara uygun olarak yürümesini, güvenlik ve kararlılık içerisinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri devletin alacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemelerin yanı sıra Avrupa Birliği ile ülkemiz arasındaki ilişkiler, rekabet hukukuna ilişkin olarak düzenleme yapılmasının en önemli gerekçelerini teşkil etmiştir.
Belirtmek gerekir ki rekabet kanunları, bir nevi "ekonomi anayasası" niteliğini haiz olup, ekonomide serbest rekabet ortamını kurma ve koruma hususunda devletin müdahale aracını teşkil ederler. Bu kanunlarda, teşebbüslerin; anlaşmalarla, birleşme ve devralmalarla yahut hâkim güçlerini kötüye kullanmak suretiyle rekabeti sınırlamaları yasaklanır.
Bu bağlamda Türk hukukunda gerek Anayasa'dan doğan gerekse tarafı olunan uluslararası andlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin etmek için, 7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, 13/12/1994 tarih ve 22140 sayılı Resmî Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 4054 sayılı Kanun ile rekabet alanını düzenleme, denetleme ve bu alana ilişkin ihlallere karşılık olarak yaptırım uygulama yetki ve görevi Rekabet Kurumu'na verilmiş olup, bu görevler, Rekabet Kurumu'nun karar organı olan Rekabet Kurulu tarafından yerine getirilmektedir. Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde de ifadesini bulduğu üzere, Kanun'un amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyen, bozan veya sınırlayan anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasada hâkim konumda bulunan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek ve bunu temin için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapmak suretiyle rekabetin korunmasını sağlamaktır.
Rekabet kavramı, 4054 sayılı Kanun'un 3. maddesinde tanımlanmış bulunmaktadır. Buna göre "rekabet, mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı" ifade etmektedir. 4054 sayılı Kanun'un birinci kısmı "Amaç, Kapsam ve Tanımlar" hususunda düzenleme içermekte; ikinci kısmı ise maddi hukuk bölümü olarak da ifade edilen "Yasaklanan Faaliyetler" bölümünden oluşmaktadır. Bu bağlamda, 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesi, teşebbüsler arasındaki rekabeti kısıtlayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararlarını; 6. maddesi hükmü, hâkim durumun kötüye kullanılmasını ve 7. maddesi ise hâkim durum yaratma veya mevcut hâkim durumunu güçlendirmeye yönelik teşebbüsler arası birleşme veya devralma işlemlerini yasaklamaktadır.
Erikel & Partners Avukatlık Bürosu olarak, Rekabet Hukuku alanında, müvekkillerimize hukuki katkı sunmaktayız.