Yargıtay munzam zarar hakkında, "...munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Başka bir anlatımla, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı bir zarar..."1"...borçlu temerrüde düşmeden borcunu vadesinde ödemiş olsa idi, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda oluşan durum arasındaki farkın temerrüt faizi ile karşılanamayan bölüme isabet eden zarar...",2" munzam zarar, geçmiş günler faiziyle karşılanmayan zarardır..”3. şeklinde tanımlar vermektedir.
Temel ve evrensel bir hak olarak Adil yargılanma hakkı 1982 Türk Anayasasında madde 36’da düzenlenmiştir. Madde 36: Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır.
karşımıza çıkmaktadır. Gizliliğin ön planda olması, uyuşmazlığın alanında uzman hakemlerce daha kısa sürede çözüme kavuşturulacak olması, tarafların daha esnek usul kurallarını uygulayabilmesi tahkim yargılamasının günden güne yaygınlaşmasının başlıca nedenleridir. Tarafların, aralarında çıkabilecek uyuşmazlıklara ilişkin tahkim iradelerinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması çok önemlidir. Bunun için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 412. Maddesinde tahkim anlaşmasının geçerlilik şekli münhasıran düzenlenmiştir. Ayrıca hukukumuzda kural olarak “iki tarafın iradelerine tabi olmayan” ve “taşınmazın aynına ilişkin olmayan” uyuşmazlıklar tahkime elverişli olarak kabul edilmiştir. Tahkime elverişli uyuşmazlıkların belirlenmesinde yargı uygulaması da önemli bir role sahiptir. Hangi uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğu yargı kararlarıyla şekillenmektedir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un “Bilgi İsteme” başlıklı 14. maddesinde, Rekabet Kurulu’nun, bu Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirirken, gerekli gördüğü her türlü bilgiyi tüm kamu kuruluşları ile teşebbüslerden ve teşebbüs birliklerinden isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında, Kurul tarafından kendisinden bilgi istenen tüm bu makamlar ile teşebbüsler ve teşebbüs birliklerinin yetkililerinin, Kurul’ca istenen bu bilgileri, Kurul’un belirleyeceği süre içerisinde vermekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
Kanun yollarını; olağan ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere iki başlık altında incelemek mümkündür. İlk derece mahkemesinin kararı kesinleşmeden önce başvurulabilecek kanun yolu olağan kanun yoludur. Dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararları kesinleştiğinde, kesinleşen kararlara karşı olağan kanun yollarına başvurmak mümkün değildir. Kesinleşen mahkeme kararlarına karşı başvurulabilecek yol ise olağanüstü kanun yolu olarak adlandırılmaktadır. İlk derece mahkemesi kararının kesinleşmesi farklı şekillerde olabilmektedir. Olağan kanun yollarının tüketilmesi veya olağan kanun yollarına hiç başvurulmamış olunması ile ilk derece mahkemesi kararı kesinleşeceği için ancak bu takdirde olağanüstü kanun yollarına başvurulabilmektedir. Olağanüstü kanun yolları, kanun yararına bozma ve yargılamanın iadesinden ibarettir.
Günümüzde ekonomilerin işleyişini ve yönlendirilmesini doğrudan etkileyen Anonim şirketlerin faaliyetlerinin kesintiye uğramaması için yönetim kurulunun ve yönetim kurulu üyelerinin şirket içindeki konumlarının, haklarının ve yetkilerinin kapsamlı bir şekilde ortaya konulması önem arz etmektedir. Çünkü Anonim Şirketlerde yönetim kurulu; yönetim ve temsil faaliyetlerini yerine getirmektedir. Şirket adına hak kazanılan ve borç altına girilen işlemler de yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilmektedir. Diğer bir deyişle, yönetim kurulu pay sahiplerinin malvarlığını yönetmek ve anonim şirketi temsil etmek gibi idari konularda kanunen yetkili kılınmıştır.
Ceza muhakemesinde ispat, maddi gerçeği hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerle ortaya çıkarma faaliyetidir. İspat faaliyeti sonucu hakimin tam bir vicdani kanaate varması gerekmektedir. Bu nedenle elde edilen delillerin niteliklerinin, olayı aydınlatma güçlerinin bulunup bulunmadığının araştırılması önemlidir. Bu kapsamda ceza muhakemesinde şu delillere başvurulur:
Anonim ortaklıklarda genel kurul, pay sahiplerinin veya temsilcilerinin usulüne uygun çağrı üzerine belirli bir gündemi görüşmek ve karara bağlamak için bir araya gelmesinden oluşan, ortaklığın karar ve irade organıdır. Genel kurul, kanundan ya da ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan yetkilerini kendisini oluşturan pay sahipleri ya da bunların yetkili temsilcilerinin oyları ile meydana gelen kararlarıyla kullanır. Genel kurul karar organı niteliğinde olduğundan dolayı alınan kararlar anonim şirkete ilişkin faaliyetlerle doğrudan ilişkilidir. Genel kurul kararları toplantıda bulunmayan ya da olumsuz oy kullanan pay sahipleri içinde geçerli olur. Bu sebeple kararların kanuna, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmaması gerekir.
Geçici tedbir kararı, bir rekabet incelemesi sonuçlanıncaya dek, piyasada sonradan onarılamayacak bir zararın oluşmaması amacıyla, rekabet otoritelerinin inceleme süresince teşebbüslere getirdiği ve ihlalden önceki durumu korumaya yönelik önlemlerdir. Nitekim 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 9. maddesinin dördüncü fırkası “nihai karara kadar ciddi ve telafi olunamayacak zararların doğması ihtimalinin bulunduğu durumlarda, ihlalden önceki durumu koruyucu nitelikte” geçici tedbir kararı alınabileceği düzenlemesini içermektedir.
Bu Kanun hükümlerine göre; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...) (1) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. (Ek cümleler:14/2/2020-7221/10 md.) Yapının imar mevzuatına aykırı olduğuna dair bilgi, tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kaydedilmek üzere ilgili idaresince tapu dairesine en geç yedi gün içinde yazılı olarak bildirilir. Aykırılığın giderildiğine dair ilgili idaresince tapu dairesine bildirim yapılmadan beyanlar hanesindeki kayıt kaldırılamaz. (2) Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. (Değişik cümle:14/2/2020-7221/10 md.) Bu tebligatın bir nüshası muhtara bırakılır, bir nüshası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilir. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Türk Medeni Kanunu madde 185: Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Maddi yükümlülük olan nafaka, yardım ve bakım nafakası olarak ikiye ayrılmaktadır. Yardım nafakası akrabalık ilişkisinden kaynaklanır. Maddi bir yükümlülük olmasının yanı sıra ahlaki bir yükümlülük olarak düzenlenmiştir. Üstsoy, altsoy ve ek olarak kardeşler arasında ekonomik güçsüzlüğe düşülmesi durumda bu kişilerin birbirlerine karşı yükümlülüğü olarak düzenlenmiştir.
Rekabet Kurulu, soruşturmaya başlanmasından sonra, soruşturma taraflarının talebi üzerine yahut resen uzlaşma usulünü başlatabilmektedir. Kurul, uzlaşma usulünün başlatılmasında, soruşturma sürecinin hızlı şekilde bitirilmesinden doğacak usuli faydalar ile ihlalin varlığını veya kapsamını dikkate alacak olup; bu değerlendirmeyi yaparken, Kurul’un hangi hususları göz önünde bulundurabileceği, Uzlaşma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin ikinci fıkrasında şu şekilde belirlenmiştir: • Soruşturma taraflarının sayısı, • Soruşturma taraflarının önemli bir kısmının uzlaşmaya başvurup başvurmadığı, • İhlalin kapsamı ile delillerin niteliği, • Soruşturma taraflarıyla ihlalin varlığına ve kapsamına ilişkin ortak bir kanaate ulaşmanın mümkün olup olmadığı.
Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendilerine yöneltilen suçlamaların esas konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar aleni olarak verilir. Ancak demokratik toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde ya da aleniyetin adil yargılanmaya zarar verebileceği kimi özel durumlara ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatabilir. 2.Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.
Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu: TCK Madde 244 (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu: Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.) (1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Aynı piyasada faaliyet gösteren teşebbüsler arasında rekabetin yarattığı belirsizliği ortadan kaldırmak amacıyla yapılan rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, uyumlu eylemler ve kararlar, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yasaklanan çok taraflı davranışları oluşturmaktadır. 4054 sayılı Kanun’un ‘Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar’ başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrası;
Vesaik Mukabili Ödeme, uluslararası ticarette yaygın olarak kullanılan bir ödeme aracıdır. Vesaik mukabili ödeme İngilizce’de “Documentary Collection” veya “Cash Against Documents (CAD)” olarak adlandırılmaktadır. Ödeme yönteminin, mal bedelinin malın satıcısına ödenmesinde kullanılan yöntem olarak tanımlanması mümkündür.
İsimsiz sözleşmeler, unsurlarının tamamı veya bir kısmı yahut bu unsurların bir araya gelme biçimi kanunda düzenlenmemiş olan sözleşmelerdir. Diğer bir deyişle isimsiz sözleşmeler; tanımının, esaslı unsurlarının veya tarafların hak ve yükümlülüklerinin kanunda öngörülmediği, tarafların iradeleri ile şekillenen sözleşmelerdir.4 Franchising sözleşmesinin kanunda düzenlenmediği için isimsiz sözleşmeler arasında yer alır. Franchise Sözleşmesi isimsiz sözleşme türleri arasındaki niteliği doktrinde tartışmalarıdır. Kimi görüşe göre karma sözleme olmakla beraber ağırlıklı görüş kendine özgü diğer bir ifadeyle sui generis tipli bir sözleşme olduğu kanısındadır. Sui generis sözleşmelerde taraflar, sözleşmede uyuşmazlığa ilişkin bir kural öngörmüşlerse bu kural uygulanır.
Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.