Makaleler

Daha fazla bilgi için,
lütfen bizimle iletişime geçin


LL.M., Ortak Avukat

Yargıtay Kararları Işığında Hakem Kararlarının Kamu Düzenine Aykırılığı

Av. Sibel ÖZTÜRK, LL.M., Öğr. Stj. Av. Selenay ESEN 

A. Giriş 

Tahkim yargılamasının sonunda verilen hakem kararının, devlet mahkemeleri tarafından denetlenmesinin sağlanması amacıyla bu kararlara karşı HMK m. 439’da iptal davası hakkı tanınmıştır. İlgili hükmün gerekçesi incelendiğinde; tahkimin amacı, niteliği, tarihsel gelişimi gereği ve tahkimde sürati temin etmek için hakem kararlarının iptali sebeplerinin sınırlı sayıda olduğu, ayrıca hakem veya hakem kurulunun, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı meselesinin, bir iptal sebebi olmadığı görülmektedir. Bunun yanı sıra, HMK'nın 439. maddesinin 6. fıkrasında, iptal davası neticesinde verilen kararlara karşı başvurulacak olan temyiz yolunda yapılacak incelemenin de maddede belirtilen iptal nedenleri ile sınırlı olduğu belirtilmiş olup Madde gerekçesinde, "Altıncı fıkrada, temyiz denetiminin iptal gerekçeleriyle sınırlandırıldığı ve Yargıtay tarafından yapılacak incelemede iptal nedenlerinin genişletilmesine imkân tanınmadığı" özellikle vurgulanmıştır. Bu sebepler dışında tarafların başka bir sebebe dayanarak iptal davası açmaları söz konusu değildir. 

Sonuç olarak, iptal davasında yapılacak denetim yalnızca belirlenen iptal gerekçeleriyle sınırlı olup, uyuşmazlığın esasına ilişkin hususlar inceleme kapsamı dışında tutulacaktır. Bir başka deyişle, hakemin uyuşmazlığın çözümünde maddi hukuk kurallarını doğru şekilde uygulayıp uygulamadığı ne iptal davasında ne de iptal davası neticesinde verilen kararın temyiz aşamasında değerlendirilemeyecektir.[1]

Bu çalışmada ise HMK m.439/2’de sayılan iptal sebeplerinden biri olan kamu düzenine aykırılık hususu incelenecektir. 

HMK m. 439/2:

a) Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu,

b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu Kısımda öngörülen usule uyulmadığı,

c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediği,

ç) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği,

d) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı,

e) Tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde, bu Kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu,

f) Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği,

g) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,

ğ) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu, tespit edilirse, hakem kararları iptal   

edilebilir.

B. Kamu Düzenine Aykırılık Kavramı 

Kamu düzeni kavramı muğlak ve tanımlanması zor bir kavram olup içeriği ve kapsamı, herhangi bir pozitif düzenlemede yer almamaktadır.[2] Kamu düzeni anlayışı toplumdan topluma değişiklik gösteren bir kavram olmakla birlikte genel olarak ifade edilecek olursa toplumda bireylerin düzenli ve huzur içinde yaşamalarını temin eden kurallar bütünü olarak açıklanabilir.  Yargıtay’a göre[3]; ahlak ve dürüstlük kurallarını, toplumun temel ilke ve yargılarını, adaleti, ahlak anlayışını, Anayasa’da yer alan temel hakları ciddi şekilde sarsan ve emredici hükümlere açıkça aykırılık oluşturan olaylar, kamu düzenini ihlal eden olgulardır.

Yargıtay’a göre bir iptal sebebi olarak kamu düzenini tanımlamak gerekirse öncelikle tahkim yargılamasında kamu düzeninin iptal sebebi olarak belirlenmesinin amacını saptamak gerekmektedir. Yargılama faaliyeti, devletin egemenlik yetkisinin bir parçasıdır. Ancak devlet, bu faaliyetin yargı erki dışında tahkim yoluyla yürütülmesine izin vermektedir. Bu yüzden de kendi kontrolü dışında doğacak olan yargı kararının kendi temel ilkelerine aykırı olmasını önlemek amacını gütmektedir. Bu amaç dikkate alındığında hakem kararının kamu düzeni gerekçesiyle iptal edilebilmesi için yalnızca hukuka aykırı olması yeterli değildir; emredici olsun veya olmasın bir kanun hükmünün uygulanmamış veya yanlış uygulanmış olmasının toplumun temel değerlerine, genel ahlak ve adabına, Anayasa’da kabul edilen temel hak ve hürriyetler gibi temel değerlerine aykırı olması gerekir.[4] Bir başka deyişle, kamu düzenine aykırılığın oluşabilmesi için emredici hukuk kurallarına aykırılık yeterli olmayıp bu ihlal ile aynı zamanda Türk hukukunda korunan temel hakların ihlali sonucunun da doğmuş olması gerekir. 

Kamu düzenine aykırılık çok geniş kapsamlı bir kavram olsa da açılan iptal davasında hâkimin yapacağı denetimde hakem kararlarının içeriğine müdahale edilememektedir. Çünkü tahkim yargılamasını tercih eden taraflar Devlet yargılamasından vazgeçerek hakemlerin hukuk anlayışı ve yaklaşımına razı olmuşlardır. Buna karşılık olarak; iptal davasında hâkimin esasa girerek inceleme yapması ve bunun neticesinde kamu düzenine aykırılık ihlalinin varlığını tespit etmesi, öğretide tahkim yargılamasını devlet mahkemelerinin yanında alternatif olmaktan çıkartacağı gerekçesiyle eleştirilmektedir. Genel olarak Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımı esasa girilmeden inceleme yapılması iken bazı kararlarında uyuşmazlığın esasına girip hakemin yerine geçerek hakem kararlarındaki maddi vakıaları ve maddi hukuku yeniden değerlendirdiği de görülmektedir. 

C. Yargıtay Kararlarında Kamu Düzenine Aykırılık Halleri

Hakem kararlarının iptali davalarında kamu düzenine aykırılık teşkil eden haller genel olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenen tahkime ilişkin usul kurallarının yerine getirilmesinde bir eksiklik bulunmasından kaynaklanmaktadır. 

  • Tahkimin niteliğine uygun düşen dava şartlarındaki noksanlık, örneğin, taraf ya da dava ehliyetinin bulunmaması, dava takip yetkisinin bulunmaması gibi, dikkate alınmadan verilen hakem kararı kamu düzenine aykırılık sebebiyle iptal edilebilir.  
  • Hakemlerin karar verdiği uyuşmazlık hakkında kesin hükmün bulunması durumunda hakem kararının iptali gerekir. 
  • Hakem kararı için yargılamanın iadesini gerektiren hâller (HMK m. 443, 375, b, c, e, f, g, ı, i), kamu düzenine aykırılık ve dolayısıyla iptal sebebi teşkil eder.
  • Tahkim yargılamasının tabi olduğu usul kurallarına göre hakemlerin gerekçeli karar vermeleri zorunlu olduğundan, gerekçesiz hakem kararına karşı hukuki dinlenilme hakkının ihlali ve bu kapsamda kamu düzenine aykırılık sebebiyle iptal davası açılabilir. 


Örnek Yargıtay Kararları:

  • Yargıtay Kararı - 15. HD., E. 2019/1234 K. 2019/3335 T. 11.7.2019

“Bilindiği gibi, devlet yargısında hakim, davacının talebi (talep sonucu) ile bağlı olup, bu talepten fazlaya karar veremez (HMK m. 26). Usul hukukunun bir prensibi olarak, devlet mahkemeleri gibi hakemlerin de kendilerinden talep edilen fazlasına hükmetmeleri mümkün değildir. Aksi takdirde hakem veya hakem kurulu yetkisini aşmış olacaktır. Hakemlerin, tarafların ileri sürdükleri hukuki sebeplerle bağlı olmaması, tarafların talep ettiklerinin fazlasına hüküm verebilecekleri anlamına gelmez. Diğer bir deyişle, hakem kararı, talebe uygun şekilde verilmelidir. 

Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, hakem heyetince dava ve karşı dava tarihlerinde muaccel olmayan hakediş ve alacaklarla ilgili verilen karar HMK 439/ğ bendinde düzenlenen ilkeye aykırı olup hakem kararının iptâli gerektiği halde yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.”

Bu kararda Yargıtay taleple bağlılık kuralının ihlalini kamu düzenine aykırılık olarak kabul etmiştir. 

  • Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2019/2417 K. 2021/1051 T. 10.2.2021

Savunma hakkının kısıtlanması ve bu suretle adil yargılanma hakkının ihlali, ayrıca Türk kamu düzenine de açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

Yukarıda anılan sebeplerle, davacı tarafın uğradığı zarar miktarına ilişkin olarak Hakem Heyeti tarafından verilen 19.06.2013 tarihli kararın tenfizi isteminin Newyork Sözleşmesi’nin 5/1-b ve 5/2-b maddeleri ile MÖHUK’un 62/1-b ve d bentlerine aykırılık nedeniyle İlk Derece Mahkemesince reddi kararı yerinde ise de, Mahkemece, tanıma ve tenfiz istenilen her bir hakem heyeti kararı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, tek bir hüküm kurulması doğru görülmediğinden mahkeme kararının değişik bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.”

Bu kararda Yargıtay savunma hakkının kısıtlanmasını ve adil yargılanma hakkının ihlalini kamu düzenine aykırılık olarak kabul etmiştir. 

  • Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2019/1735 K. 2019/3874 T. 20.5.2019

“…hakemlerin kararını tahkim süresi içinde vermeleri gerektiği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup mahkeme tarafından da resen dikkate alınacağı, somut olayda, hakem heyetince 30 günlük tahkim süresi içerisinde karar verilmediği gibi, tahkim süresinin HMK’nın 427. maddesinde belirtilen 1 yıllık süre olduğu kabul edilse bile bu süre içerisinde dahi karar verilmediği, tarafların sürenin uzatılmasına dair dilekçelerinde sürenin ne kadar uzatıldığını bildirmemeleri karşısında da usulüne uygun bir süre uzatım anlaşmasından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davaya konu hakem heyeti kararının iptaline karar verilmiştir.”

Bu kararda Yargıtay tahkim süresine uyulmadan karar verilmiş olmasını da kamu düzenine aykırılık olarak kabul etmiştir. 

Yargıtay kararlarında kamu düzenine aykırılık sayılmayan sebeplere aşağıdaki kararlar örnek olarak verilebilir: 

  • İcra ve inkâr tazminatının kamu düzeni ile ilgisi yoktur. 

11. HD, 06.04.2016, 9193/3733

  • Hatalı olarak inkâr tazminatına hükmedilmesi kamu düzenine aykırılık teşkil etmez. 

11. HD, 27.11.2018, 3263/7408

  • Cezai şartın fahiş olması kamu düzeninden sayılmaz. 

15. HD, 12.05.2014, 2183/3226

  • Bir kanun hükmünün yanlış yorumlanmış ve uygulanmış olması tek başına kamu düzenine aykırılık içinde değerlendirilemez. 

15. HD, 26.09.2019, 2474/3640

  • Keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmaması, taraflar arasındaki sözleşmenin yeminli tercüman aracılığı ile tercümesinin yapılmamış olması, hakemlerin görev belgesi düzenlememeleri kamu düzenine aykırılık teşkil etmez. 

15. HD,26.09.2019, 2474/3640 

---------------

[1] Yrd. Doç. Dr. Ceyda Süral, "Hakem Kararlarının İcrası ve İptal Davası", Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.16, Özel sayı 2014, sh.1385

[2] Doktrinde Erdem’e göre, kamu düzeni kavramının herhangi bir kanuni düzenlemede de açıklanması doğru olmayacaktır (Erdem B, Kamu Düzeni, s. 109)

[3] YHGK’nın, 6.5.1998 tarihli ve E. 12-287, K. 325 sayılı kararı.

[4] Dr. İsmail G. Esin, Yargıtay Tahkim Dünyası İçin Önemli Bir Adım Attı: Kamu Düzenini Dar Yorumlayarak Hakem Kararını Ayakta Tuttu