Av. Sibel ÖZTÜRK, LL.M., Öğr. Stj. Av. İdil İŞÇİMEN
1. Giriş
Rekabet hukuku, piyasalarda etkin rekabetin tesisi ve korunması açısından kritik bir alan olarak öne çıkmakta ve bu hukuk alanının temel kaynağını 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun oluşturmaktadır. 4054 sayılı Kanun’un ihlal edilip edilmediğinin ortaya çıkarılmasında kullanılan en önemli araçların başında; Rekabet Kurulu’nun yerinde inceleme yetkisi gelmektedir. Bu yetkinin etkin bir şekilde kullanılması, incelemelerde verimli sonuçlar elde edilebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
4054 Sayılı Kanun’un 15. Maddesine göre;
“Madde 15 – Kurul, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilir. Bu amaçla teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin:
a) (Değişik:16/6/2020-7246/4 md.) Defterlerini, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilir, bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir,
b) Belirli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebilir,
c) Teşebbüslerin her türlü mal varlığına ilişkin mahallinde incelemeler yapabilir.
İnceleme, Kurul emrinde çalışan uzmanlar tarafından yapılır. Uzmanlar incelemeye giderken yanlarında incelemenin konusunu, amacını ve yanlış bilgi verilmesi halinde idari para cezası uygulanacağını gösteren bir yetki belgesi bulundururlar.
(Ek fıkra: 1/8/2003-4971/25 md.) İlgililer istenen bilgi, belge, defter ve sair vasıtaların suretlerini vermekle yükümlüdür. Yerinde incelemenin engellenmesi veya engellenme olasılığının bulunması durumunda sulh ceza hakimi kararı ile yerinde inceleme yapılır.”
Görüldüğü üzere, yerinde inceleme sırasında şirketlerin fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerinin ve belgelerinin incelenebileceği, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 15. maddesinde açıkça ifade edilmektedir. Ancak, bu yetkinin kullanımı sırasında konut dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkı gibi anayasal güvencelerle çatışma potansiyeli bulunmaktadır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin 23/3/2023 tarihli (B. No: 2019/40991) Ford Otomotiv Sanayi Anonim Şirketi kararı, sözü edilen çatışmanın hukuki olarak ifadesini bulmuş bir örneğidir. Bu makalenin amacı, Anayasa Mahkemesi’nin Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.’nin başvurusu sonucunda verdiği kararın, yerinde inceleme sürecine olan etkilerini derinlemesine incelemek olup, bununla birlikte makalede özellikle Kurul’un 18.07.2024 tarihli ve 24-30/717-301 sayılı kararında yapılan, “Ford Kararı bireysel başvuru üzerine verilmiş bir karar olup 4054 sayılı Kanun’un 15. maddesinde düzenlenen yerinde inceleme yetkisinin iptali söz konusu değildir” vurgusuna dikkat çekilecektir.
2. Anayasa Mahkemesi’nin Ford Kararı
Ford Otomotiv, işyerinde incelemenin kanuna aykırı olması nedeniyle konut dokunulmazlığı hakkının, rekabeti kısıtlayıcı davranışlarda bulunulduğu gerekçesiyle idari para cezası uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının, cezanın miktarının tayininde diğer müteşebbislerin ihracat ciroları dikkate alınmadığı hâlde başvurucunun ihracat cirolarının da hesaba katılması nedeniyle mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının, aynı fiilin ikinci kez soruşturulması nedeniyle yeniden yargılanmama ve cezalandırılmama ilkesinin, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, yargılama devam ederken yürürlüğe giren kanunla karar düzeltme aşamasının kaldırılması nedeniyle de mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia ederek Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi’nce anılan kararda, konut dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkı kapsamında, yerinde incelemenin bir ‘’ hak ihlali ‘’ teşkil edip etmediğine dair kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır.
2.1. Konut Dokunulmazlığı Hakkı Bakımından Yapılan Değerlendirme (Anayasa m.21)
Konut dokunulmazlığı
Madde 21 – (Değişik: 3/10/2001-4709/6 md.)
Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
Anayasa Mahkemesi, yerinde incelemeyi, Anayasa’nın 21. maddesinde yer alan konut dokunulmazlığına ilişkin şartlar kapsamında değerlendirmiş ve neticede, yerinde incelemenin hâkim kararı olmadan gerçekleştirilmesini, konut dokunulmazlığının ihlali olarak değerlendirmiştir. Olaya ilişkin kararda, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 15. maddesi çerçevesinde Kurul’un yerinde inceleme yetkisinin, özellikle teşebbüslerin işyerlerinde yapılan incelemelerde hâkim kararı güvencesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.[1]
2.2. Mülkiyet Hakkı Bakımından Yapılan Değerlendirme (Anayasa m.35)
XII. Mülkiyet hakkı
Madde 35 - Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerektiğini ifade edip bu kapsamda değerlendirmeler yaptıktan sonra, somut olayda Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu Ford kararına ilişkin basın duyurunda; benzeri yeni ihlallerin önüne geçilebilmesi için ihlale yol açan kanun hükmünün gözden geçirilmesi konusunda takdir yetkisinin yasama organına ait olduğu vurgulanmış ve kararda değinilen anayasal ilkeler dikkate alınarak düzenleme yapılmasının benzeri ihlallerin önüne geçilmesi bakımından bireysel başvurunun amacı ve işlevine de uygun olacağı ve bu nedenle kararın bir örneğinin bilgi ve takdiri için yasama organına gönderilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
3. Rekabet Kurulu’nun 18.07.2024 tarihli ve 24-30/717-301 Sayılı Kararında Yer Alan Konuya İlişkin Kurul Değerlendirmeleri
Rekabet Kurulu’nun 18.07.2024 tarihli ve 24-30/717-301 sayılı kararında iki teşebbüs tarafından Anayasa Mahkemesi’nin Ford Otomotiv kararında yerinde incelemelerin hâkim kararı olmaksızın gerçekleştirilmesinin bir hak ihlali olarak görüldüğü, 4054 sayılı Kanun’un 15. maddesinin AYM tarafından iptal edilmese de söz konusu kararın yerinde incelemede elde edilen bulguları hukuka aykırı hale getirdiği savunmasına yer verilmiş olup, bu kapsamda anılan savunmalara karşılık Kurul tarafından aşağıdaki değerlendirmelerde bulunulmuştur:
Rekabet Kurulu, AYM Genel Kurulu’nun, 20.06.2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 23.03.2023 tarihli Ford Otomotiv Sanayi Anonim Şirketi’nin 2019/40991 sayılı bireysel başvurusuna yönelik verdiği Ford Kararı’nda, yerinde inceleme ile konut dokunulmazlığının ihlal edildiğine ilişkin karar verilmekle birlikte inceleme sonunda elde edilen belgelere ilişkin herhangi bir değerlendirilmeye yer verilmediğine dikkat çekmiştir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi kararında, yerinde incelemelerde elde edilen delil ışığında ulaşılan ihlal sonucunda verilen idari para cezasına ilişkin olarak mülkiyet hakkının ihlal edilmediği sonucuna varıldığı ifade edilmiştir. [2]
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un (6216 sayılı Kanun) Bireysel Başvuru başlıklı 45. maddesinin üçüncü fıkrası;
“Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.”
şeklindedir.
Bu bağlamda, AYM tarafından ele alınan 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesine dayanılarak yapılan bir bireysel başvuru kapsamında, Mahkemenin bir kanun hükmünü iptal etmesi mümkün olmadığı gibi var olan bir Kanun hükmünün yürürlüğünün ortadan kaldırılması da mümkün değildir.
Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin Ford Kararı, bireysel başvuru üzerine verilmiş bir karar olup, anılan kararla 4054 sayılı Kanun’un 15. maddesinde düzenlenen yerinde inceleme yetkisinin iptali söz konusu değildir. Kanun’un 15. maddesi halen mer’i olup idareler var olan yasal düzenlemelere uymakla yükümlüdür. Ford kararında kararın bilgi ve takdiri için TBMM’ye gönderilmesi ve ilgili Kanun hükmünün gözden geçirilmesi gerektiğinin belirtilmesinin ötesinde bir tespite yer verilmemiştir.[3]
Öte yandan 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un (6216 sayılı Kanun) Bireysel Başvuru başlıklı 66. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca;
“Mahkeme, bir kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.”
Dolayısıyla Kurul tarafından belirtildiği üzere; Anayasa Mahkemesi bir Kanun, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi veya TBMM İçtüzüğü’nün tamamını veya bir hükmünü iptal ederken dahi yerine yeni bir uygulama getirecek şekilde hüküm tesis edemezken; idarenin halen mer’i olan ve uymakla yükümlü olduğu bir Kanun hükmünün aksine hareket etmesi ya da yorum yolu ile yasanın öngördüğünden farklı bir uygulama benimsemesi hukuken mümkün değildir.
4. Sonuç Olarak;
4054 sayılı Kanun’un 15. maddesi yürürlükte olup, Kurul kararında açıkça ifadesini bulduğu üzere; yerinde incelemeler 4054 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile Kurula verilen yetki çerçevesinde ve Kanuna uygun biçimde gerçekleştirilmeye devam olunacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin Ford Kararında, yerinde inceleme ile konut dokunulmazlığının ihlal edildiğine ilişkin karar verilmekle birlikte, yerinde inceleme sonunda elde edilen belgelere ilişkin herhangi bir değerlendirilmeye yer verilmediği görülmektedir. Bununla birlikte kararda yerinde incelemelerde elde edilen delil ışığında ulaşılan ihlal sonucunda verilen idari para cezasına ilişkin olarak mülkiyet hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki Anayasa Mahkemesi tarafından bir bireysel başvuru neticesinde, Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla bir kanun hükmünün iptal edilmesi mümkün olmadığı gibi Ford kararında da var olan bir Kanun hükmünün yürürlüğünün ortadan kaldırılması mümkün değildir.
------------------
[1] AYM, Ford Otomotiv Başvurusu, para. 67-68.
[2] RKK, KS: 24-30/717-301, KT: 18.07.2024, para. 102.
[3] RKK, KS: 24-30/717-301, KT: 18.07.2024, para. 104