*Av. Yakup ERİKEL, Av. Sibel ÖZTÜRK, LL.M.
Genel Olarak
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin a bendinde, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için, menfaatleri ihlâl edilenler tarafından dava açılabileceği hükme bağlanmakla idari işlemlerin unsurları belirtilmiş bulunmaktadır. Bu doğrultuda idari işlemlerin unsurlarını, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat şeklinde beşli bir ayrıma tabi tutarak incelemek mümkündür.[1] Bu makalede, bir idari işlem olan Rekabet Kurulu’nun idari para cezası uygulanmasına ilişkin kararları, yetki unsuru bağlamında incelenmiştir.
Yetki, hukuk kurallarıyla belirlenmiş olan idari makam veya organların kullanabileceği[2] karar alabilme, işlem yapabilme güç ve yeteneğidir.[3] Bir idari işlemin, yetki unsuru bakımından hukuka uygun olabilmesi, en başta idarenin bu işlemi yapma hususunda hukuki bir dayanağının bulunmasını gerektirmektedir.[4]
İdari işlemin temel ve kurucu unsurunu teşkil eden yetki, ancak Anayasa ve kanunlardan veya kanunlara dayanılmak suretiyle çıkarılan düzenleyici işlemlerden[5] kaynaklanabilir. Bu ilkenin dayanağı ise Anayasa’nın 6. maddesinde ifadesini bulan “hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” şeklindeki kuraldır. Bu bağlamda idari makam veya organların yetkisizlikleri asıl olup, yetkili olmaları ayrıksı bir haldir. Yetkisiz makam veya organlarca yapılan idari işlemlerin sonradan sağlıklı hale getirilmesine de imkân bulunmamaktadır. [6] Yetki kuralları, kamu düzeni ile yakından ilişkili olup, idari işlemlerde idarece alınan kararların yetki kurallarına aykırılığı uyuşmazlığın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, uyuşmazlığı çözümleyecek yargı mercii de bunu re ’sen dikkate alır.[7]
İdare hukukunda yetki ve görev kavramları, teorik olarak birbirinden ayrılmakla birlikte pratikte, içerik bakımından kesişmektedir. Özellikle idarenin bağlı yetkisinin bulunduğu hususlarda işlem yapması, aynı zamanda idari görevidir. Keza takdir yetkisi kapsamında faaliyette bulunması esnasında da idarenin mevcut seçenekler arasında kamu yararı, hizmet gerekleri ve kişi hak ve özgürlükleri bakımından en uygun olanını seçme görevi bulunmaktadır.[8] Bu çerçevede, yetkilerin, esasen bu yetkileri kullanacak makam veya organlara kamu yararının gerçekleştirilmesi amacıyla görev olarak verildiği ifade edilebilir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 27. maddesinde Rekabet Kurulu’nun görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Maddenin a bendinde “bu Kanunda yasaklanan faaliyetler ve hukuki işlemler hakkında, başvuru üzerine veya resen inceleme, araştırma ve soruşturma yapmak; bu Kanunda düzenlenen hükümlerin ihlal edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlallere son verilmesi için gerekli tedbirleri alıp bundan sorumlu olanlara idari para cezaları uygulamak” Kurul’un görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bu bağlamda, Kanun’un 16. ve 17. maddelerinde hükme bağlanan, rekabet ihlalleri karşılığında uygulanacak idari para cezaları bakımından, bu cezaların uygulanmasına karar verme yetkisi Rekabet Kurulu’na aittir.[9]
Yetki Unsurunun Görünümleri
İdare adına irade açıklamaya yetkili kılınan makam veya organlar, bu yetkilerini belirli bir yer ve süre ile belli konulara ilişkin olarak kullanabilmektedir.[10] Bu itibarla, bir idari işlemde yetki unsuru; kişi, konu, yer ve zaman yönünden yetki olmak üzere çeşitli görünümleri açısından ele alınarak incelenmektedir. [11]
Kişi yönünden yetki, idari işlemin, idare adına irade açıklamaya yetkili kılınan idari merciler tarafından yapılmış olmasını ifade eder.[12] 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da öngörülen idari para cezalarının uygulanmasında kişi yönünden yetkili organ Rekabet Kurulu olup, Kurul üyeleri usulüne uygun şekilde atanmış ve görevlerine başlamış olmalıdır.[13]
Bir idari makam veya organ, ancak görev alanı içinde bulunan konularda karar almaya yetkili olup[14] konu yönünden yetki, kişi yönünden yetkili olan idari mercilerin, hangi konularda karar alabileceklerine ilişkindir.[15] 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da öngörülen idari para cezaları bakımından, kişi yönünden yetkili organ olan Rekabet Kurulu’nun, hangi hallerde idari para cezası uygulayabileceği Kanun ile belirlenmiş olup buna göre Rekabet Kurulu, mal veya hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyen, bozan veya kısıtlayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları (m. 4) ile hâkim durumun kötüye kullanılması (m. 6) ve hâkim durum yaratan ya da mevcut hâkim durumu güçlendiren, bunun sonucunda da rekabeti önemli ölçüde azaltan birleşme veya devralmalar (m. 7) söz konusu olduğunda idari para cezası uygulamaya yetkilidir.
Bununla birlikte Kurul’un, muafiyet ve menfi tespit başvuruları ile birleşme ve devralmalar için izin başvurularında Kurul’a yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi, izne tabi birleşme ve devralmaların Kurul izni bulunmaksızın gerçekleştirilmesi, bilgi isteme veya yerinde inceleme hallerinde eksik, yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi ya da bilgi veya belgenin belirlenen süre içinde ya da hiç verilmemesi, yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması ile nihai karar veya geçici tedbir kararıyla getirilen yükümlülüklere ve verilen taahhütlere uyulmaması hallerinde de idari para cezası uygulama yetkisi bulunmaktadır.
Bir idari merci, hangi coğrafi alanda idari işlem yapma yetkisi ile donatılmışsa, o alanda işlem yapıp, bunu uygulama yetkisine sahiptir.[16] Yer yönünden yetki, idari makamların konu yönünden sahip bulundukları yetkinin coğrafi alanını belirlemektedir. [17]
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün” aralarında yaptıkları rekabeti sınırlayıcı işlemler, bu Kanun kapsamında mütalaa edilmekle, mevzuatımızda Avrupa Birliği uygulamasında kabul edilen “etki prensibi” ne yer verilmiştir.[18] Bu çerçevede, Rekabet hukuku ihlalinin olumsuz etkilerinin Türkiye piyasalarında gözlenmesi halinde[19], Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uygulama alanı bulacak ve bu ihlalleri gerçekleştirenlere, Kanun kapsamında düzenlenen idari para cezaları uygulanabilecektir.
Zaman yönünden yetki, idari makamın konu yönünden sahip olduğu yetkinin kullanabileceği süreye ilişkindir.[20] Zaman yönünden yetki bakımından önem arz eden husus, öngörülen sürenin sınırlandırıcı nitelikte mi yoksa hızlandırıcı nitelikte mi olduğudur. Zira, süre örneğin bir disiplin soruşturmasının başlatılabileceği süreyi öngören sınırlandırıcı nitelikte bir süre ise buna uyulmaması işlemi yetki yönünden hukuka aykırı kılar. Ancak soruşturmanın belli bir süre içerisinde tamamlanacağını öngören süre hızlandırıcı nitelikte olup, buna uyulmaması işlemi yetki veya şekil bakımından hukuka aykırı kılmayacaktır. Sürenin sınırlandırıcı mı hızlandırıcı mı olduğunun ise bu sürenin bireylerin hak ve özgürlüklerini doğrudan etkilemesi haline göre belirlenmesi gerekmektedir.[21]
Sonuç
İdare Hukuku’nda yetki, idareye Anayasa ve kanunlarla tanınmış olan karar alma gücünü ifade eder. Yetki, idari işlemin en temel unsurunu teşkil etmektedir. Yetkisiz makam veya organlarca yapılan idari işlemlerin sonradan sağlıklı hale getirilmesi mümkün değildir. Yetki unsurunun; kişi yönünden yetki, konu yönünden yetki, yer yönünden yetki, zaman yönünden yetki olmak üzere dört ayrı görünümü mevcuttur. Yetki kuralları, kamu düzeni ile yakından ilişkili olup, idari işlemlerde idarece alınan kararların yetki kurallarına aykırılığı uyuşmazlığın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, uyuşmazlığı çözümleyecek yargı mercii de bunu re ’sen dikkate alır.
Rekabet Kurulu tarafından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında verilen idari para cezası kararı bir idari işlem olarak, idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarını haizdir. Bu çerçevede, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da öngörülen idari para cezaları bakımından, kişi yönünden yetkili organ olan Rekabet Kurulu’nun, yine Kanun’da hükme bağlanan konu, yer ve zaman yönünden yetki kurallarına uygun olarak kararını oluşturması gerekmektedir. Aksi halde idari işlem, yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olacaktır.
Kaynaklar
[1] ZABUNOĞLU, Y. K. (2012). “İdare Hukuku- I”. Cilt 1, Ankara, s. 318. Doktrinde GÖZLER/KAPLAN, usulü, şekil unsurunun bir parçası olarak ele almamakta ve şekil ve usulü iki ayrı unsur olarak incelemektedir. Yazarlara göre, idari işlemin şekil unsuru, onun özünü oluşturan iradenin maddi aleme yansırken büründüğü biçim olup, usul unsuru ise idari işlemin hangi yollar izlenmek suretiyle alındığına ilişkindir. GÖZLER K., KAPLAN G. (2015). “İdare Hukuku Dersleri”.17. Baskı, Ekin Yayınları, s. 304.
[2] YILDIRIM, T., YASİN, M., KAMAN, N., ÖZDEMİR, H. E., ÜSTÜN, G., OKAY TEKİNSOY, Ö. (2018). “İdare Hukuku”. Editör: Prof. Dr. Turan YILDIRIM, Güncelleştirilmiş 7. Baskı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, s. 364.
[3] GÜNDAY, M. (2013). “İdare Hukuku”. 10. Baskı, Ankara, s. 134.
[4] ULUSOY 2020, s. 387.
[5] YILDIRIM/YASİN/KAMAN/ÖZDEMİR/ ÜSTÜN/ OKAY TEKİNSOY 2018, s. 364.
[6] ZABUNOĞLU 2012, s. 320-321.
[7] GÜNDAY 2013, s. 135.
[8] ULUSOY, A. D. (2020). “Yeni Türk İdare Hukuku”. Yetkin Yayınları, 3. Baskı, Ankara, s. 387.
[9] GÜNDÜZ, H. (2014). “Rekabet Hukukunda Uygulanan İdari Para Cezaları”. Rekabet Kurumu Lisansüstü Tez Serisi No: 21, İlk baskı, Ankara, s. 12.
[10] YILDIRIM/YASİN/KAMAN/ÖZDEMİR/ ÜSTÜN/ OKAY TEKİNSOY 2018, s. 364.
[11] ULUSOY 2020, s. 136.
[12] ZABUNOĞLU 2012, s. 327.
[13] GÜNDÜZ 2014, s. 12.
[14] ZABUNOĞLU 2012, s. 328.
[15] GÜNDÜZ 2014, s. 12.
[16] ZABUNOĞLU 2012, s. 328.
[17] GÜNDAY 2013, s. 137.
[18] GÜVEN, P. (2008). “Rekabet Hukuku”, Yetkin Yayınları, Ankara, s. 43.
[19] SANLI, K. C. (2000). “Rekabetin Korunması Hakkında Öngörülen Yasaklayıcı Hükümler ve Bu Hükümlere Aykırı Sözleşme ve Teşebbüs Birliği Kararlarının Geçersizliği”. Rekabet Kurumu Yayını (Y. lisans tezi), Ankara, s. 39.
[20] GÜNDAY 2013, s. 138.
[21] ULUSOY 2020, s. 390-391.