Makaleler

Daha fazla bilgi için,
lütfen bizimle iletişime geçin


LL.M., Ortak Avukat

İç Tahkimde Hakem Kararına Karşı İptal Davası Açılması

*Av. Sibel ÖZTÜRK, LL.M, Öğr. Stj. Av. Egemen KÖSE

Tahkim; taraflarca doğrudan veya dolaylı olarak seçilen bir veya daha fazla hakem tarafından ilgili uyuşmazlığın tarafsız ve yargısal prosedürlere uygun olarak çözdüğü bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. 

Taraflar arasında tahkim yoluna başvurulması yönünde irade birliği olan uyuşmazlıklar aynı zamanda tahkime elverişli olmalıdır, aksi durumda mahkemelerce çözülecektir. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/4411 E. 2011/5792 K. numaralı 10.10.2011 tarihli kararında “…Tapu iptal ve tescil davalarında hakemlerin karar vermesi mümkün olmayıp bu husus kamu düzenine dair olduğundan görevi gereği mahkemeler, hakemler ve temyiz aşamasında Yargıtayca dahi kendiliğinden göz önünde tutulur…”  ifadelerine yer vererek tapu iptal ve tescil davalarının hakemlerce karara bağlanmasının mümkün olmadığına bir diğer deyiş ile tahkime elverişli olmadığına hükmetmiştir.

Tahkim yoluyla çözülecek uyuşmazlıklar yabancılık unsuru barındırıp barındırmadıklarına göre iç tahkim ve milletlerarası tahkim olmak üzere ikiye ayrılır. Yabancılık unsuru barındırmayan iç tahkim sürecinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 407’ye göre HMK, yabancılık unsuru barındıranlarda ise 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu usulleri uygulanır. Yabancılık unsurunun, HMK m. 407’de atıf yapılan 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 2. maddesinde sınırları çizilmiştir. İç tahkime yönelik usul kuralları HMK m. 407-444 arasında düzenlenmiştir. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 407-444. maddeleri arasında düzenlenen hükümler, ihtiyari tahkime ilişkin hükümlerdir. 

Kanun koyucu bazı uyuşmazlıklar için tahkim yoluna başvurulmasını zorunlu kılmıştır, zorunlu tahkim yolunu öngören kuralların pek çoğu özel kanun maddelerinde düzenlenmiştir.

Bu özel kanunlara;

3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yol ile Halli Hakkında Kanunu, 

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu,

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu örnek gösterilebilir.

Zorunlu tahkimin özel kanun içerisinde olması elbette şart değildir. Nitekim 17 Mart 2011 tarihinde kabul edilen anayasa değişikliği hakkındaki 6214 sayılı Kanun ile birlikte Anayasamızın 59. maddesine spor hukukuna yönelik bir zorunlu tahkim kuralı eklenmiştir.

Anayasa

Madde 59-

(Ek fıkra: 17/3/2011-6214/1 md.) Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.

Mecburi tahkim yoluna başvurulan hallerde de ihtiyari olarak başvurulan hallerde de hakem kararları hem tarafları hem de mahkemeleri bağlar.[1]

Milletlerarası Tahkim Kanunu

Yabancılık unsuru 

Madde 2 – Aşağıdaki hâllerden herhangi birinin varlığı, uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığını gösterir ve bu durumda tahkim, milletlerarası nitelik kazanır. 

1. Tahkim anlaşmasının taraflarının yerleşim yeri veya olağan oturma yerinin ya da işyerlerinin ayrı devletlerde bulunması. 

2. Tarafların yerleşim yeri veya olağan oturma yerinin ya da işyerlerinin; 

a) Tahkim anlaşmasında belirtilen veya bu anlaşmaya dayanarak tespit edilen hâllerde tahkim yerinden, 

b) Asıl sözleşmeden doğan yükümlülüklerin önemli bir bölümünün ifa edileceği yerden veya uyuşmazlık konusunun en çok bağlantılı olduğu yerden, 

Başka bir devlette bulunması.

3. Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşmeye taraf olan şirket ortaklarından en az birinin yabancı sermayeyi teşvik mevzuatına göre yabancı sermaye getirmiş olması veya bu sözleşmenin uygulanabilmesi için yurt dışından sermaye sağlanması amacıyla kredi ve/veya güvence sözleşmeleri yapılmasının gerekli olması. 

4. Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşme veya hukukî ilişkinin, bir ülkeden diğerine sermaye veya mal geçişini gerçekleştirmesi. 

21.1.2000 tarihli ve 4501 sayılı Kanun hükümleri saklıdır

Tahkimde verilmiş kararlar tarafları bağlayıcıdır.[2] Öyle ki karara ilişkin yükümlülüklerini ifa etmeyen tarafın aleyhine başvurulacak cebri icra yolu hakem kararının yargısal nitelikte olması gereği ilamlı icra yoludur.[3] Tahkim alternatif bir uyuşmazlık çözüm yolu olmasına rağmen iptal davası ile iptali mümkündür. İptal davası, uyuşmazlık üzerinde yabancılık unsuru bulunup bulunmadığına göre bahsetmiş olduğumuz iki farklı kanuna dayanır. Yabancılık unsuru bulunması halinde (milletlerarası tahkim) 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15.maddesine dayanarak, yabancılık unsuru bulunmaması halinde (iç tahkim) HMK’nın 439. maddesine dayanarak tarafların hakem kararı aleyhine iptal davası açabilmesi mümkündür.  İç tahkim kararı aleyhine iptal davası tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılır, öncelikli ve ivedi olarak görülür. 

Kanun koyucu açılabilecek iptal davalarının kabul gerekçeleri HMK m.439/2'de sayma yoluyla belirlemiştir, gerekçeler sınırlı olarak sayılmıştır (numerus clausus), yorum yoluyla çoğaltılamaz.

HMK m. 439’da Öngörülen Hakem Kararının İptali Gerekçeleri

Açılmış olan iptal davasının kabul gerekçeleri HMK m.439’da sayılmıştır. Bu hususlar tespit edilirse hakem kararları iptal edilebilir. 

- Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu, 

- Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu Kısımda öngörülen usule uyulmadığı, 

- Kararın, tahkim süresi içinde verilmediği, 

- Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği, 

- Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı, 

- Tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde, bu Kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu,

- Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği, 

- Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı, 

- Kararın kamu düzenine aykırı olduğu, tespit edilirse, hakem kararları iptal edilebilir.

İptal davası hakem kararının veya tavzih, düzeltme ya da tamamlama kararının taraflara bildirildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde açılmalıdır. Davanın görüldüğü bölge adliye mahkemesi aksine karar vermedikçe dosya üzerinden karar verilir. İptal davasına ilişkin karar temyiz edilebilir. Hakem kararına karşı iptal davası açılması kararın icrasını durdurmaz ancak talep üzerine hükmolunan para veya eşyanın değerini karşılayacak bir teminat gösterilmek şartı ile kararın icrası durdurulabilir. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere hakem kararına karşı açılan iptal davasında hakem kararının esası incelenmez. Yargıtay’ın uygulaması da bu yöndedir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 

T. 23.11.2021 

E. 2021/5566 K. 2021/1702 

“…Yine davacının esasa yönelik fiyat farkına ilişkin itirazları incelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşme gereğince oluşturulan üç kişilik hakem heyeti, incelemeleri sonucunda bir karara varmıştır. Hakem heyeti, süreci yürütürken bilirkişiden rapor alıp almamakta takdir hakkına sahip olduğu gibi, uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ve tahlili de hakem heyetine aittir. Hakem heyeti kararının esastan incelenmesi gibi hususlar hakem heyeti kararının iptali istemli davada tartışma konusu yapılması mümkün değildir…”

 

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi

T. 20.06.2019 

E. 2019 / 1122 K. 2019 / 2896

“…Aynı nedenle ilk hakem kararına karşı açılan iptâl davalarının sonucunun beklenmemesi nedeniyle ilk hakem kararındaki temerrüt konusunun kesinleşmediğinin de ileri sürülmesi mümkün değildir. Zira ilk hakem kararına karşı açılan iptâl davalarında da işin esasına yönelik hakemlerce hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığının incelenmesi niteliğinde olan temerrüdün oluşup oluşmadığı, temerrüt oluşmuş ise hakemlerce başlangıç tarihinin yasaya uygun olarak belirlenip belirlenmediği hususlarının incelenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle hakem heyetinin tahkim yargılaması sürecini yürütürken takdir hakkına sahip olduğu ve uygulanacak hukuk kurallarının tespit ve tahlilini yaptığı hususlar nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından HMK'nın 439 /2-e bendinde belirtilen tahkim yargılamasının usul hukukuna uygun yürütülmediği ve bu durumun esasa etkili olduğu HMK'nın 439 /2-f bendinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkının ihlâl edildiği ( adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği ) kabul edilerek hakem kararının anılan maddeler uyarınca iptâline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur…” 

 Bununla beraber hakem kararının bir kısmına yönelik iptal verilmesi de mümkündür.   Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2230 E. 2021/148 K. numaralı 22.01.2021 tarihli bir diğer kararında bu hususu“…iptâli gerektiği kabul edildiğinden HMK 439 /3. maddesi hükmünce hakem kararının sadece bu kısmının iptâline karar verilmesi, hakem kararının hüküm kısmının 1. maddesindeki...'nin ... Barajı maksimum su kotu +845 metre ile +870 metre kotları arasında yer alan projelerin ... Barajı ve ... Projesi ... Mühendislik Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında yer aldığının tespitine ve 2. bendinin son cümlesindeki müdahalenin bu şekildeki menine ilişkin kararına yönelik iptâl isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, hakem kararının tamamının iptâli doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür…” ifadeleriyle açıklamış ve hükmünde hakem kararının yalnız bir kısmının iptali gerekirken tamının iptal edildiği gerekçesiyle kararı bozma yoluna gitmiştir.

            Özetlemek gerekirse tahkime elverişli uyuşmazlıklar zorunlu olarak veya tarafların anlaşması durumunda ihtiyari olarak tahkimde görülebilir. Tahkime elverişli olan ve tahkimde görülecek uyuşmazlıklarda 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunun 2.maddesinde belirtilen yabancılık unsurunu barındırmayanların dahil olduğu sürece iç tahkim denir ve süreç HMK’nın 407-444 maddelerinde öngörülen kurallara tabidir. İç tahkim sürecinin tamamlanmasıyla varılan hakem kararları aleyhine HMK m.439 gereği iptal davası açılabilir ancak iptal davasının kabulü için gereken koşullar maddede sayılmıştır ve çoğaltılamaz, iptal davasında hakem kararları esastan incelenemez. Dava hakem kararının veya tavzih, düzeltme ya da tamamlama kararının taraflara bildirildiği tarihten itibaren tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde bir ay içerisinde açılmalıdır.  İptal davası açılması hükmün icrasını durdurmaz ancak teminat gösterilmek suretiyle icrai işlemler durdurulabilir. Karar temyize tabidir.

------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Rasih Yeğengil, Tahkim (L’abritrage) s. 102

[2] Pekcanıtez Usul, s. 2628-2629

[3] Dr. Öğr. Üyesi Seyhan Selçuk- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Verilen Hakem Kararlarının İcrası s. 116