*Av. Yakup ERİKEL, Öğr. Stj. Av. Fatih Alperen ÇELİK
1. GİRİŞ
Franchising, 18. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan şartları belirli bir iş sözleşmesine dayalı bir işletme uygulamasıdır. “Franchising” Fransızca bir kelime olmakla beraber “Bir hakkın devir ve temlik edilmesi” anlamına gelmektedir.1 “Franchising” terimi İngilizcede ise “imtiyaz anlaşması, bir şirketin mal ve hizmetlerinin belirli bir bölgede satılmasına izin vermesi” anlamlarına gelmektedir.2 Türkçeye de “franchising” kelimesi dünya literatüründe kullanıldığı şekliyle aynen geçmiştir ve yoğun olarak kullanılmaktadır.
Genel olarak franchising sözleşmeleri; bir işletmenin bir diğer bireye ya da işletmeye belirli bir yerde, belirli bir süre dahilinde, telif hakkı getirisi karşılığında daha önceden belirlenmiş koşullar altında faaliyet gösterme hakkı vermesine dayalı organizasyonel sözleşme olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2001/819 E. 2001/4917 K. sayılı kararında franchising sözleşmesi tanımlanmıştır. Bu tanıma göre: “Franchising bir ürün veya hizmetin imtiyaz hakkına sahip tarafın belirli bir süre şart ve sınırlamalar dâhilinde işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin bilgi ve destek sağlamak suretiyle imtiyaz hakkına konu ticari işleri yürütmek üzere ikinci tarafa verdiği imtiyazdan doğan uzun dönemli ve sürekli bir iş ilişkileri bütünü olup, birbirinden bağımsız iki taraf arasında meydana getiren sözleşmesel ilişkidir.”3
Franchise uygulaması günümüzde giderek işlerliğini arttırarak yeni bir uzmanlık alanı olmakla birlikte bu sistemin gelişmesi için Uluslararası Franchise Birliği (IFA) kurulmuştur. IFA bünyesinde bulunan franchise alıcı ve satıcılarına kapsamlı bilgi vermek ile her alanda franchise sözleşmesi ile ilgili destek sağlamak adına kurulmuştur. Ayrıca franchise sisteminin ülkemizde belirli ilkeler çerçevesinde uygulanmasını sağlamak için 1991 yılında İstanbul’da Ulusal Franchising Derneği (UFRAD) kurulmuştur. Bu birlik aynı zamanda “franchising”in hukuk sistemimiz içerisinde yerleşmesini sağlamak adına çalışmalar yürütmektedir. Başlangıçta ülkemizde franchising konusundaki hukuki düzenlemeler mevcut genel kanunlar çerçevesinde yürütülmekteyken, ülkemizde Avrupa Birliği- Gümrük Birliği kapsamında gerekli mevzuat uyumu gerçekleştirilerek 13.12.1994 tarihinde “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun” ve bu kanun emrinde 1998 yılında Rekabet Kurulu tarafından yayınlanan “Franchise Anlaşmlarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği” ile franchising hukuk aleminde mevzuat düzlemine kavuşmuş olup daha iyi yönetilebilir bir sistem haline gelmiştir. Ayrıca Satış sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi, acentelik sözleşmesi, adi ortaklık sözleşmesi gibi pek çok sözleşmenin özelliklerini içeren franchise sözleşmelerine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunundaki ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunundaki sözleşmelere ilişkin genel hükümler uygulanır.
Bu çalışmada genel hatlarıyla Franchise Sözleşmesi, unsurları, tarafları, şekli, türleri, bu sözleşmede tarafların sahip olduğu haklar ile yüklenen yükümlülükler ve sözleşmenin nasıl sona erebileceği ele alınacaktır.
2. FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ’NİN UNSURLARI
İsimsiz sözleşmeler, unsurlarının tamamı veya bir kısmı yahut bu unsurların bir araya gelme biçimi kanunda düzenlenmemiş olan sözleşmelerdir. Diğer bir deyişle isimsiz sözleşmeler; tanımının, esaslı unsurlarının veya tarafların hak ve yükümlülüklerinin kanunda öngörülmediği, tarafların iradeleri ile şekillenen sözleşmelerdir.4 Franchising sözleşmesinin kanunda düzenlenmediği için isimsiz sözleşmeler arasında yer alır. Franchise Sözleşmesi isimsiz sözleşme türleri arasındaki niteliği doktrinde tartışmalarıdır. Kimi görüşe göre karma sözleme olmakla beraber ağırlıklı görüş kendine özgü diğer bir ifadeyle sui generis tipli bir sözleşme olduğu kanısındadır. Sui generis sözleşmelerde taraflar, sözleşmede uyuşmazlığa ilişkin bir kural öngörmüşlerse bu kural uygulanır. Öğretide genel olarak kabul gören yaklaşıma göre, sui generis sözleşmeler dürüstlük kurallarına ve iş ilişkilerinde yaygın teamüllere göre yorumlanıp tamamlanmalıdır. Franchising sözleşmesine, mahiyetine uygun düştüğü ölçüde benzerlik gösteren sözleşme hükümlerinin kıyasen uygulanabileceği kabul edilmelidir.
Franchising sözleşmesi her iki tarafın da borç altına girdiği karşılıklı edimler içeren bir sözleşmedir.5
Sürekli borç ilişkisi içeren bir sözleşme olması; Franchising sözleşmesi sürekli borç ilişkisi içeren bir sözleşmedir. Daha geniş bir ifadeyle tarafların borçlarının tek veya ani bir edimle değil, sözleşme süresince tekrarlanan birçok edimle ifa edilmesidir.
Franchise alan tarafın bağımsızlığı; Franchise alan, başkasının işletmesine veya bünyesine bağımlı olmayan kendi nam ve hesabına çalışan bağımsız bir işletmedir.
Çerçeve Sözleşme Olması; Franchising sözleşmesi bir çerçeve sözleşme niteliğindedir. Taraflar arasında ilişkinin sürdürülmesine yönelik birçok alt/tamamlayıcı sözleşme akdedilir.
Bir Franchise Sisteminin bulunması; Franchise verence, franchise alana sunulmuş bir iş modeli ve organizasyonu bulunmalıdır. Bu sistemin pazarlanmaya uygun somut ürün/hizmet veya ürünler/hizmetler, pazarlama teknikleri, gayri maddi mallar ve haklar gibi unsurların tümünün ortak paydasında oluşan kendisine has organizasyona dayanması gerekmektedir.
Franchise verene belli bir ücret ödenmesi; genellikle uygulamada franchise alan başlangıçta belirli bir miktarı franchise verene öder ve daha sonra da cirosundan belirli bir oran tutarını da ücret olarak vermeye devam eder. Uygulamada görülen en sık yöntemi bu olmakla birlikte franchise alan taraf sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen niteliği taşımasından dolayı tarafların aralarında kararlaştırdıkları ücreti ödemekle yükümlüdür.
Sözleşmenin Tarafları Arasında Anlaşma Olması; tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olan Franchise sözleşmesinin meydana gelebilmesi için her iki tarafın, sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarına ihtiyaç vardır.
3. FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ’NİN ŞEKLİ
Franchise sözleşmesinin şekline dair kanunda herhangi bir düzenleme yoktur. Bu sebeple sözleşme, TBK m. 12/I ‘de düzenlenen “şekil serbestisi ilkesi” uyarınca, herhangi bir şekle bağlı değildir. Yargıtay’ın mesele ile ilgili görüşünde; “Franchising sözleşmeleri, B.K. hükümlerine tabi özel hukuk sözleşmeleri niteliğinde olup, aksi öngörülmedikçe şekil serbestisi ilkesi gereğince herhangi bir şekle bağlı olmaksızın kurulabilirler.” 6 diyerek konuya açıklık getirmiştir.
4. FRANCHİSE SÖZLEŞMESİNİN TARAFLARI
Franchising sözleşmesinde sözleşen taraflar; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan işletmeci ile piyasada isim yapmış bir pazarlamacıdır. Sözleşme ile bağımsız işletmeci, belli bir marka değeri kazanmış ürün veya hizmetten yararlanma hakkını ve bundan doğan yükümlülükleri devralır. Buna göre Franchise Sözleşmelerinde iki taraf bulunmaktadır. Bu sözleşmenin iki tarafı “franchise veren” (franchisor) ve “franchise alan” (franchisee)’dır.
Franchise veren taraf, Franchise’ın sahibidir. Teknik bilgiye ve tecrübeye sahiptir. Bu bilgi ve tecrübesini franchise alan ile paylaşır.
Franchise alan ise daha önce denenmiş ve işlerliği kanıtlanmış bir markanın Know-How’ından yararlanma imkânı elde eder ve bunun karşılığında franchise verene sözleşmede belirlenen bedeli öder.
5. FRANCHİSE SÖZLEŞMESİNİN TÜRLERİ
Franchise Sözleşmeleri, ekonomik hayatın zenginliği içerisinde farklı görünüm şekillerinde ortaya çıkması nedeniyle, öğretide, değişik kıstaslardan yola çıkılarak, franchising türleri hususunda çeşitli ayrımlar yapılmaktadır. Franchising sistemini uygulamaları açısından başlıca iki grupta incelemek mümkündür. Sistemin uygulandığı ülkeye göre: Ulusal ve Uluslararası Franchising'den söz edilebilir. Sunulan fırsatlar açısından; Ürün ve Marka Franchising'i, İşletme Sistemi Franchising'i şeklinde sınıflandırma yapmak mümkün.
Ulusal Franchising Sözleşmesi: İşlemin içeriğine bakılmaksızın, tarafların aynı ülkede faaliyet gösterdiği franchising türüdür. Bu franchising türünde, franchise veren kendisine ait olan sistemi aynı ülke sınırları içerisinde kullanım hakkını franchise alana vermektedir. Böylece elde edilen kazançlar da ülke içerisinde kalmaktadır. Franchise sözleşmeleri, şehirler veya bölgeler arasında akdedilebilir.
Uluslararası Franchising Sözleşmesi: Franchise sisteminin muhtevasına bakmadan franchise alan ve verenin farklı ülkelerde olduğu sözleşmedir. Franchise veren başka bir ülkede doğrudan kendi adına franchising yapabileceği gibi, o ülkede başka bir şirket ile el sıkışarak kendisi adına franchising yapılmasını da isteyebilir. Franchise veren, sahibi olduğu malı veya hizmeti başka ülkede bulunan alıcılara vererek ihraç ederken, franchise alan da ithal etmiş olduğu mal veya hizmeti kendi ülkesinde kullanmasıdır.
Ürün ve Marka Franchising Sözleşmesi: Bu ilişki çerçevesinde satıcı firma, kendini üretici firma ile özdeşleştirmeye çalışmaktadır. Belirli ürünlerin benzer görünümdeki bağımsız işletmelerde pazarlanması sonucu, üretici ile imaj birleşmesi sağlanmaktadır. Bu tür franchising'de esas olan belirli bir marka ya da ticari ünvanının kullanılmasıdır. Ayrıca imtiyazı veren firma karşı taraf üzerinde sevk ve idare dahil, geniş ve sürekli bir denetim hakkına sahiptir. Bazı basit konularda, franchise alan kuruluş üretim safhasına da girebilir.
Mal Franchising Sözleşmesi: Belirli malların sürümünün yapılması sözleşmesine denilmektedir. Bu türde franchise alan malları üretmemekte sadece franchise verenden veya üçüncü kişilerden franchise verenin belirlediği standartlarda almış olduğu malları satmaktadır. Franchise alan malları satmanın yanı sıra tüketicileri mal konusunda aydınlatmakta, açıklamalar yapmakta ve mala ilişkin satış sonrası hizmetlerini de vermektedir.7
Hizmet Franchise Sözleşmesi: Sözleşmenin konusunun, standartlaşmış hizmetlerin tüketiciye sunulması durumunda Hizmet Franchise Sözleşmesi adını alır. Franchise alan franchise verenin talimatlarıyla ve yönlendirmesiyle hizmeti hazırlar ve tüketiciye sunar. Bu sözleşme türüne örnek olarak ise fast-food, otelcilik verilebilir.
İşletme Sistemi Franchise Sözleşmeleri: İşletme franchisingi”nin konusu, franchise veren tarafından, ad, marka, ticari unvan gibi bütün sınai hakların kullanılması dahil olmak üzere, franchise alana, bir bütün olarak işletmenin kuruluşundan, işletilmesine kadar, işletmeye ilişkin tüm unsurları kapsayan bir franchise paketi sunulmasıdır.8 Burada Franchisee ve Franchisor arasında sadece ürün, servis ve marka alanında değil, bir bütün olarak işletme sistemi içerisinde pazarlama ve üretimle ilgili tüm faaliyetler yer alır. Çok basit bir anlatımla, bu tür franchising "Akıl Satmak" şeklinde tanımlanabilir.
6. FRANCHİSE SÖZLEŞMESİNDE TARAFLARIN SAHİP OLDUĞU HAKLAR VE YÜKLENDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLER
Sözleşme görüşmelerine başlamakla görüşmeciler arasında bir güven ilişkisi kurulur. Sözleşme ilişkisine girme maksadıyla bir araya gelen kişilerin, diğer birçok birbiriyle temasa geçmemiş kişiden farklı olarak, birbirlerine karşı çeşitli yükümlülükleri meydana gelir. Bu sebeple tarafların birbirlerini sözleşme öncesinde aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Franchise veren, aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, franchise alanın bilemeyeceği ancak bilgi verilmesi halinde sözleşmeye ilişkin vereceği karar üzerinde etkili olabilecek hususlarda franchise alana bilgi vermekle yükümlüdür.
Sürümün artırılabilmesi için franchise alanın sisteme entegre olması ve müşteriler karşısında sistemin bir parçasıymış gibi izlenim vermesi gerekir. Bu da ancak franchise sistemi ve sistemin işlemesi için gerekli olan gayrimaddi malların franchise alan tarafından kullanılması ile mümkün olabilmektedir. Bu nedenle franchise verenin franchise sisteminde yer alan gayrimaddi mallarını franchise alana kullandırma yükümlülüğü vardır ve bu yükümlülük franchise verenin asli edim borcunu oluşturmaktadır.9 Franchise veren, franchise alanla sürekli olarak ticari etkinliklerde bulunmak ve ticari faaliyetlerini destekleme borcu altındadır. Sağlanan hizmet veya üretilen mala ilişkin yardım, verimlilik arttırma eğitimleri ve danışma hizmetleri bu konuda örnek gösterilebilir. Franchise verenin malzemeleri teslim borcu bulunmaktadır. Buna göre Franchise verenin tekel bölgesinde başka Franchise sözleşmesi kurmaması ve üçüncü kişilere mal göndermemesi gerekmektedir. Franchise alansa bunun karşılığı olarak belli bir ücret ödeme borcu vardır. Ücret; giriş bedeli ve kullanım bedeli olmak üzere iki çeşittir. Henüz başlangıçta franchise verene ödeme yapılabilir, bu sabit miktara franchise giriş bedeli denilmektedir. Franchise alanın işletme buyunca markayı kullanması karşılığı belli periyotlarda franchise verene ödeyeceği miktar ise kullanım bedelidir. Bu sabit ücret olabileceği gibi kârın belli bir oranı olarak da belirlenmesi mümkündür. Nadiren aylık maktu ücretler halinde de belirlenebilir. Franchisor verdiği destek hizmetleri için ek ödemeler isteyebilir. Bu ödeme franchisor'un verdiği hizmetler dolayısıyla yaptığı masrafların karşılanmasına yöneliktir. Franchise alan, sürüm yapma ve bu sürümleri arttırma hedeflerini sağlama yolunda faaliyet gösterirken kendisine sağlanan üretim, işletme ve pazarlama sisteminde yer alan maddi malları (ad, marka, know-how vs.) kullanma hakkına sahiptir. Bunları yaparken de franchise veren firmanın belirlediği işletme ve pazarlama ilkelerine uyma ve kontrollerine katlanma yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca rekabet etmeme, sır saklama, sözleşmeden doğan borçları bizzat ifa etme, başkasına devretmeme, franchise verenin bilgi ve hesap verme borcu da vardır. Franchising sözleşmesinde açıkça kararlaştırılmadıkça franchise alanın sözleşme sonrası rekabet etmeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle sözleşmenin sona ermesinden sonra franchise alanın, sisteme ilişkin bilgi ve tecrübelerini, rekabet piyasasında bizzat kullanmasını ya da başkalarına aktarmasına engel olunabilmesi yani sözleşme sonrasında da rekabet etmeme yükümlülüğünün devam edebilmesi için bir rekabet yasağı anlaşmasının yapılması gerekir. Buna göre franchise alan sözleşme kapsamında eline geçen bilgi, belge ve sırları üçüncü kişilerle paylaşamaz ya da devredemez.
7. FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ’NİN SONA ERMESİ
Franchise sözleşmesi, taraflar arasında belirli veya belirsiz süreli olarak üzere iki şekilde kurulabilmektedir. Belirli süreli sözleşme olarak akdedildiği takdirde tarafların yenilemeye yönelik herhangi bir irade beyanı bulunmadıkça sözleşmede öngörülen bitme tarihinde sözleşme kendiliğinden sona erer. Eğer belirsiz süreli olarak yapılmış ise sözleşmenin karşı tarafına makul bir süre verilmek suretiyle ve fesih ihbarında bulunularak veya haklı sebep varlığı halinde sebebi karşı tarafa belirtilerek sözleşme sona erdirilebilir.
Bu sona erme durumlarına ek olarak bir de Olağanüstü Fesih durumu vardır. Eğer sözleşmenin bu şekilde sona erdirilmesi, taraflarca öngörülmeyen durumların ortaya çıkması veya taraflardan birinin borçlarını yerine getirmemesi gibi onlardan sözleşmeyi sürdürmelerinin beklenemeyeceği haller söz konusu ise sözleşme olağanüstü fesih ile sona erdirilebilir. Kural olarak Taraflardan birinin ölümü, sürekli olarak fiil ehliyetini yitirmesi, iflasına karar verilmiş olması gibi durumlarda da franchise sözleşmesi sona erebilmektedir.
8. SONUÇ
Sonuç olarak franchise sözleşmeleri daha çok kendine özgü kuralları ve uygulamaları olan, Borçlar ve Ticaret Kanunu’nun uygulama alanı bulduğu ve bu kanunlara göre tasarlanarak başka sözleşmelerle benzerlik taşımayan sui generis olarak nitelendirilebilen günümüz koşullarındaki ihtiyaç doğrultusunda varlık kazanmış bir sözleşme türüdür. İlk emarelerine İngiltere’de rastlanan ancak asıl doğum ve gelişimini ABD’de gösteren bu sürüm sistemi, ABD’den hızlı bir şekilde Avrupa’ya ve ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyaya yayılmıştır. Bu sistem ile franchise veren işletmeler, ulusal veya uluslararası pazarda belirli standart ve kalitedeki mal veya hizmetlerinin gelişimini çok daha az maliyetle ve vakit kaybıyla gerçekleştirerek hızlı bir şekilde büyüme, gelişme ve çeşitli piyasalarda daha güçlü ve kesin bir şekilde tutunma imkanına sahip olmaktayken, franchise alan ise tanınmış bir sistemin bilinirliği ve tecrübesiyle beraber rekabet avantajlarından yararlanarak daha az riskli bir şekilde piyasada var olma imkânı kazanmaktadır.
KAYNAKÇA