Makaleler

Daha fazla bilgi için,
lütfen bizimle iletişime geçin


Kurucu Ortak Avukat

Boşandığınız Eşinizin Soyadını Kullanabilir Misiniz?

*Av. Yakup ERİKEL, Av. Gülnihal SAMANCI

GİRİŞ

Kural olarak boşanmanın kesinleşmesinin ardından kadın, önceki soyadını yeniden almaktadır.

Kadınlar gerek sosyal gerek ekonomik hayatta bu soyadıyla tanınmış olduğundan eski eşinin soyadını kullanmak isteyebilirler. Kadının kocasının soyadını kullanmakta menfaatinin bulunduğunun ve kocaya zarar vermeyeceğinin ispatlanması halinde mümkündür. Peki nasıl bir yol izlenmelidir?

Türk Medeni Kanunu’nda bu tür özel durumlar için hüküm düzenlenmiştir. İlgili hükme göre; “Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.”

Maddede açıkça görüldüğü üzere; kadın, sosyal ve ekonomik hayattaki tanınırlığının muhafazası için eski eşinin herhangi bir zarara uğramayacağı yönündeki beyanlarıyla birlikte bir dava ikame etmelidir.

Dava süresince, kadının gerçekten soyadı kullanmak istemekteki haklılığı, eski eşin itibar veya tanınırlığından haksız yere faydalanmak isteyip istemediği, eski eşin herhangi bir zarar görüp görmeyeceği araştırılıp buna göre karar verilecektir.

Açılacak bu davada eski eş davalı olarak gösterilmelidir. Boşanan kadının evlilik soyadını kullanması için açılacak olan dava Kadının Boşandığı Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin Davası olup; görevli mahkeme ise Aile Mahkemeleri’dir.

Mahkemenin izin vermesi ve daha sonradan koşulların değişmesi halinde koca, bu iznin kaldırılmasını isteyebilir. Kocanın da bu iznin kaldırılması için dava açması gerekmektedir.

Yazımızda yukarıda kısaca bahsedilen boşanılan eşin soyadının kullanılması usulü, şartları ve sonuçlarını ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.

Hukukumuzda kadın evlenmekle birlikte kocasının soyadını alır. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesinde açıkça ifade edilmiştir.

  • Madde 187-Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır.

Boşanma halinde, boşanma kararının kesinleşmesiyle kadın, evlilik öncesinde kullandığı soyadını yeniden alır.

  • Madde 173-Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır.

Taraflar arasındaki evlilik, boşanma ile sonuçlandığı zaman kadının soyadında bazı değişiklikler meydana gelir. Evlilik ile erkeğin soyadını alan kadın, boşandıktan sonra evlenmeden önceki soyadını alır. Fakat bazı durumlarda kadın, boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam etmek isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nda kadının soyadı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.

Madde 187 – “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir.”

Madde 173– “Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.”

EVLENMENİN SONA ERMESİ HALLERİNİN KADININ SOYADI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Evlilik çeşitli sebeplerden ötürü sona erebilir. Evliliğin sona ermesi halinde kural olarak aile adı korunmaktadır. Ancak bu kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Evlenmenin erkek eşin ölümüyle sona ermesi ve eşlerin boşanmalarıyla sona ermesi halinde istisna olarak farklı durumlar meydana gelir. Bu sona erme sebepleri kadının kişisel durumu üzerinde farklı etkiler doğuracaktır. Kısaca değinirsek;

1. Evlilik erkek eşin ölümü ile sona ermişse;

Evlilik ölüm ile sona ermişse yani kadının kocası vefat etmişse kadın ölen eşin soyadını kullanmaya devam eder. Kadın yeniden evlenmedikçe eski eşin soyadını taşımaya devam eder. Ancak talep ederse bekarlık soyadını alması da mümkündür.

2. Evlilik boşanma ile sona ermişse;

Boşanma da evliliği sona erdiren müesseselerden biridir. Kadın boşanmayla birlikte evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte kendiliğinden sonuç doğurur. Ancak kanun koyucu, kadının boşandığı kocasının soyadını taşımakta menfaati olduğunu ve bu durumun eski kocaya zarar vermeyeceğine kanaat getirirse kadının istemi üzerine eski eşin soyadını kullanma ve taşımasına izin verebilir. Bu husus aşağıda daha detaylıca ele alınacaktır.

Maddelerde de belirtildiği üzere farklı bir talep olmadığı sürece kadın, boşanma ile önceki soyadını alır. Ancak kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmak isterse kanuni bazı şartların varlığı gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır;

  • Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati olması
  • Bu durumun kocaya zarar vermeyecek olması

Bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Şartlardan birinin yokluğu halinde bu istek mahkemece kabul edilmeyecektir. 

KADININ ESKİ EŞİN SOYADINI KULLANMAKTA MENFAATİ OLDUĞU KABUL EDİLEN DURUMLAR

  1. Kadının iş ve kariyer hayatında bu ad-soyad ile yer edinmiş olması
  2. Kadının bu soyad ile ünlenmesi
  3. Çocuk ile annenin farklı soyadını taşımasının çocuğun üstün yararına hizmet etmemesi
  4. Kadının diplomasında, tezlerinde, belge ve sertifikalarında eski eşin soyadının yazması
  5. Önceki soyadı dulluk soyadı olan kadının bu soyadını tekrar almak istememesi
  6. Kadının kamuda çalışması ve resmi işlerde soyadının bulunması

KADININ BOŞANDIĞI EŞİNİN SOYADINI KULLANMASININ KOCAYA ZERMEYECEĞİNİN İSPATLANMIŞ OLMASI 

Medeni Kanun’un söz konusu hükmü uyarınca, kadının boşandığı kocasının soyadını kullanabilmesi için aranan bir diğer koşul; kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmasının kocaya bir zararının olmayacağının ispatlanmasıdır. İzin davası boşanılan kocaya yöneltilmelidir. Davalı kocadır. Kadın, boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam etmekte menfaati olduğunu ve bu kullanımın boşandığı eşine bir zarar vermeyeceğini ispatlamakla yükümlüdür.
 
 Boşandığı eşinin soyadını kullanmada, kadının iş veya meslek hayatı yönünden menfaati olabilir . Yahut, velayet hakkının kadına bırakıldığı hallerde, kadının çocuğu ile farklı soyadı taşıması bir takım güçlüklere yol açıyorsa, bu durumda da kadının kocasının soyadını kullanmasında menfaati olduğu kabul edilir . Menfaatin yanı sıra, kadın boşandığı kocasının soyadını kullanmasının kocaya zarar vermeyeceğini de ispat etmek durumundadır. Hüküm emredici bir şekilde düzenlendiğinden, bu şartların oluştuğunun kadın tarafından ispatlanması halinde, hakim kadının talebini yerine getirmek zorundadır, takdir hakkı yoktur .
 Yargıtay 2 HD’nin 05.03.2007 tarihli, 12762 E. ve 3249 K. sayılı kararına göre, erkek eşin kabulü varsa, TMK m. 173/2’deki koşulların oluşmuş olması halinde davanın kabulüne karar verilmelidir. Davalı koca duruşmaya gelip, boşandığı eşinin kendi soyadını kullanmasına izni olduğunu beyan ederse, mahkemece başka bir inceleme yapmaya gerek kalmayacaktır.

KOŞULLARIN DEĞİŞMESİ HALİNDE KOCANIN İZNİN KALDIRILMASINI TALEP ETMESİ

Hükmün son fıkrasına bakıldığında, kanun koyucunun, koşulların değişmesi veya ismin eski eş tarafından kullanılmasının kocaya zarar vermesi halinde kocaya iznin kaldırılmasını isteme imkanı verdiği görülmektedir. Buradaki imkan, TMK m. 173 uyarınca kadına kocasının soyadını kullanmaya devam etme imkanını veren hakim kararına itiraz değil, koşulların değişmesi veya ismin eski eş tarafından kullanılmasının kocaya zarar vermesi halinde ortaya çıkan bir müracaat hakkıdır . Hükümde bir süre sınırlaması olmadığından koşulların değişmesi halinde, kocanın verilen iznin kaldırılmasını her zaman isteyebileceği açıktır. Koca, her türlü delille talebinde haklı olduğunu ispat edebilir .
 
 Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanması, boşandığı kocayı da etkileyecek bir husus olduğundan; kocaya, kadına verilen iznin kaldırılması için dava açma hakkı tanınmıştır. Verilen iznin kaldırılması için kocanın talep etmesi yeterli olmayıp, kadının menfaatinin ortadan kalktığının ya da kadının soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiğini ispat etmesi de gerekmektedir. Bu hususlar ispat edilmediği takdirde, dava yargılamayı yapan Mahkeme tarafından reddedilir.
 


 Toplanan delilerden, davalı kadının, 12/10/2011 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşandığı kocasının Karaca olan soyadını taşımasına izin verildiği, bu iznin kaldırılmasını gerektirecek, Türk Medeni Kanunu’nun 173/3. Maddesi anlamında bir durumun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Davacı kocasının, davalı kadının Karaca soyadını taşımasına iznin kaldırılması davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır.
 
 Kadının talebi üzerine verilen izinin kaldırılması için de boşanılan eşin soyadını taşıma izninin kaldırılması davası açılmalıdır. Kadın, iznin kaldırılması için açacağı davayı boşandığı kocasına veya kocanın hayatta olmaması halinde mirasçılarına yöneltmelidir.

ESKİ EŞİN SOYADINI KULLANMA DAVASI NASIL AÇILIR?

Türk Medeni Kanunu’nun 173. Maddesi’nin ikinci fıkrasında belirtilen şartların sağlanması halinde hâkimin, kadına kocanın soyadını kullanmaya devam etmesi için izin verebileceğini belirtmiştik. Ancak bu izin, boşanma davası içerisinde verilebilir mi? Başka bir dava açmak gerekli midir?

  • Boşanma davası içerisinde kadın boşandığı eşinin soyadını kullanmakta menfaati olduğunu dile getirir ve karşı tarafta bu duruma rıza gösterirse işbu dava sonucunda hâkim, kadına eşinin soyadını kullanma izni verebilir. Davanın kesinleşmesi ile nüfus müdürlüğüne yazılacak müzekkerede kadının boşandığı eşinin soyadını kullanma iznine ilişkin hüküm de belirtilir.
  • Kadın dava içerisinde bu durumu dile getirmediyse bu hakkı kayıp mı olacaktır? Bu durumda kadının hakkı tamamen ortadan kalkmaz. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu nedenle boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık süre içerisinde Aile Mahkemeleri’nde “Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin Davası” açılmalıdır. Bu dava içerisinde yine yukarıda saydığımız koşulların sağlanıp sağlanmadığı incelenerek karar verilmektedir.

Kadının eski eşin soyadını kullanma talebi ya boşanma davası içinde ya da boşanmadan sonra ayrı bir davaya konu edilerek ileri sürülebilir. Eski eşin soyadını taşımaya izin verilmesi birtakım dava şartlarının varlığına bağlıdır. Bunlar;

1. Boşanan kadının talebi olmalıdır.

Bu talep ister boşanma davası içinde ister ayrı bir dava olarak boşanmadan sonra ileri sürülebilir.

2. Dava eski eşe yöneltilmelidir.

Kural olarak bu davanın hasmı eski eştir. Ancak eski eşin ölümü halinde dava eski eşin mirasçılarına da yöneltilebilir.

3. Boşanan eş tarafından ispat külfeti yerine getirilmelidir.

Kadının eski eşin soyadını kullanmakta menfaatinin olması ve bu durumun eski eşe zarar vermeyeceği davacı kadın eş tarafından ispat edilmelidir. Bu hususların tamamlanmasıyla birlikte hakim boşanan eşin eski kocasının soyadını taşımasına karar verir.

4. Dava, boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmeden açılmalıdır.

Bu süre dava zamanaşımı süresidir. Davacı tarafından muhakkak gözetilmelidir. Aksi takdirde davalının zamanaşımı itiraz defiden yararlanması söz konusu olacaktır.l

5. Görevli Mahkeme Hangi Mahkemedir?

Kadının boşandığı eşin soyadını taşımaya devam etmesine dair talebi boşanma davasının içerisinde ileri sürülmüş ise tabiatıyla boşanma davasına bakan Aile Mahkemesi veya o yerde Aile Mahkemesi kurulmamış ise bu konuda görevlendirilen Asliye Hukuk Mahkemesi bu talep hakkında da diğer taleplerle birlikte bir karar verecektir. Ancak bu talep boşanma davası içerisinde ileri sürülmez ise ayrı bir dava olarak açılması gerekecek olup görevli mahkeme yine aile mahkemesi veya o yerde Aile Mahkemesi kurulmamış ise bu konuda görevlendirilen Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır.

6. Yetkili Mahkeme Hangi Mahkemedir?

Yetkili Mahkeme konusunda da ikili ayrıma gidilmesi gerekmekte olup bu talep boşanma davası içerisinde ileri sürülür ise boşanma davasının yetki kurallarına bağlı olacaktır. Boşanma davası içerisinde ileri sürülmeyip boşanma kararı kesinleştikten sonra ayrı bir dava olarak açılır ise yetkili mahkeme ise davalının yani eski eşin ikametgahı mahkemesidir.

ESKİ EŞİN SOYADINI KULLANMA DAVASI İLE İLGİLİ ÖRNEK KARARLAR

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2012/20089 E., 2013/14380 K. Sayılı 27.05.2013 tarihli kararı;

Boşanma halinde kadın, evlilik ile kazandığı kişisel durumunu korur, ancak evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir (TMK.md.173). 

Boşanan kadının, evliliğin sona ermesinden sonra kocasının soyadını taşımasına imkân tanıyan bu hükmün amacı, kadının sosyal durumunu korumasını sağlamaktır. Bir başka ifade ile kadın evlilik soyadı ile tanınmış ve isim yapmış ise kocanın soyadını kullanmakta menfaati olduğunun kabulü gerekir.

Toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının boşandığı kocasının soyadını kullanmasının davalıya bir zarar vermediği, davacının iş ve sosyal yaşamında kocasının soyadıyla tanınıp bilindiği, bu nedenle kocanın soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu anlaşılmakla isteğin kabulü yerine yazılı şekilde reddi doğru bulunmamıştır.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2015/12024 E., 2015/13284 K. Sayılı 23.06.2015 tarihli kararı;

“Mahkemece, “davacının boşandıktan sonra da eşinin soyadını kullanmasına izin verilmiş” tir. Gerekçe olarak “tarafların boşanmalarına ilişkin kararla ortak çocuklarının velayetinin davacıya bırakıldığı, ilköğretim ve lise çağında bulunan çocukların soyadının, annelerinin soyadından farklı olmasının, çocuklar için telafisi imkânsız sorunlara sebep olabileceği, bu sebeple davacının, boşandığı kocasının soyadını kullanmasında menfaatinin bulunduğu” gösterilmiştir.

Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanan kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bunun kocaya zarar vermeyeceğini ispatlaması halinde istemi üzerine kocasının soyadını kullanmasına verilir (TMK. m.173/2). Tarafların boşanmalarına ilişkin karar 14.10.2014 kesinleşmiş, işbu dava ise 21.10.2014 tarihinde açılmıştır. Yasal düzenlemeye göre, davacı, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ispat etmelidir. Çocukların menfaatinin olması yeterli değildir. Gösterilen gerekçe, menfaat olgusunun varlığı için yeterli kabul edilmesi durumunda, ebeveynleri boşanmış olan bütün çocuklar için aynı durumun söz konusu olması gerekir. Oysa, Kanun, çocukların değil, kadının menfaatinin varlığını esas almıştır. Davacı, gösterdiği delillerle boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ispat edememiştir. O halde, davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile isteğin kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/7518 E., 2021/9872 K. Sayılı 21.12.2021 tarihli kararı;

“Somut uyuşmazlıkta tarafların 2006 yılında evlendikleri, 2009 doğumlu ... ve ... isimli ikiz ortak çocuklarının dünyaya geldiği ve 2011 yılında Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolü kapsamında tarafların karşılıklı kabulü ile kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya devam ettiği davanın açıldığı tarih itibari ile davalı kadının 7 yıldır eşinin soy ismini kullandığı anlaşılmıştır. TMK’nin 173/4. maddesi uyarınca kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya ilişkin iznin kaldırılabilmesi koşulların değişmesi haline bağlı olup, ispat yükü boşanan kadının soyadının kullanılmasında artık menfaati kalmadığı yahut kadının soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği iddiasında bulunan davacıdadır. Tarafların ortak çocuklarının velayeti davalı annede bulunduğu, çocukların halen ergin olmadığı, bu kapsamda çocukların üstün yararının devam ettiği, keza davacı koca tarafından kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın da ispat edilemediği, taraflar arasında kadın hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanan soruşturma dosyası bulunması ve karşılıklı kişisel ilişkiye yönelik dava bulunmasının da tek başına kocanın soyadının kullanımından kaynaklı zararına dayanak gösterilmeyeceği, netice olarak davanın reddi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/1506 E., 2016/5170 K. Sayılı 17.03.2016 tarihli kararı;

“Davacı kadın 1961, davalı erkek 1960 doğumlu olup, ... Devleti vatandaşı iken evlenmişler, 1985 yılında doğan ... isimli çocukları ile birlikte 09.09.1990 tarihinde Türkiye’ye göç ettikten sonra, 04.06.1991 tarihinde ... kararı ile Türk vatandaşlığını sonradan kazanmışlardır. Türk vatandaşlığını kazanma sırasında aile fertlerinin tamamı “...” soyadını almıştır. Taraflar ... devleti vatandaşı oldukları sırada; davacı kadının bekarlık soyadı “...” iken, davalı ile evlenmesinden sonra kocasının soyadı olan “...” soyadını almıştır. Davacı kadının ... vatandaşlığının sona ermiş olması, Türkiye’ye geliş sırasında eşi ile birlikte Türk vatandaşlığına geçerek “...” soyadını almış bulunması karşısında, kadının boşanmakla doğrudan kullanmaya başlayacağı bir bekarlık soyadı bulunmamaktadır. “...” soyadını kullanmasına devam etmesinin davalı erkeğin menfaatlerini olumsuz olarak etkileyeceği yönünde yeterli kanıt ileri sürülmemiştir. Davacı kadının Türk vatandaşlığını kazandığı 1991 yılından beri uzunca süre kullandığı “...” soyadını kullanmasında menfaati bulunmaktadır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/8087 E., 2022/7712 K. Sayılı 04.10.2022 tarihli kararı;

“Somut uyuşmazlıkta, tarafların boşandıktan sonra da birlikte yaşamaya devam ettikleri ve davalı kadının davacı kocanın soyadını kullanmasına ilişkin davasının bu dönemde İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesi’nin 2017/461 esas sayılı dosyasında verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, bundan sonra davalı kadının, başka bir erkek ile fiilen birlikte yaşadığı ve o kişiden çocuk sahibi olduğu gözetildiğinde davacı erkeğin soyadını kullanmasında menfaati olduğundan söz edilemeyeceği gibi, davacı erkeğin de iznin kaldırılmasını talep etmekte haklı olduğunu kabul etmek gerekir. TMK m. 173/3 koşulları oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2013/6259 E., 2013/26355 K. Sayılı 14.11.2013 tarihlikararı;

“Toplanan delillerden; davalı kadının, 03.06.2009 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşandığı kocasının “N...” olan soyadını taşımasına izin verildiği, bu iznin kaldırılmasını gerektirecek Türk Medeni Kanununun 173/3. maddesi anlamında bir durumun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Davacı kocanın, davalı kadının “N...” soyadını taşımasına iznin kaldırılması davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2007/19005 E., 2009/5094 K. sayılı ve 19.3.2009 tarihli kararı

“…Toplanan delillerden, tarafların 26 yıl evli kaldıkları, davacı kadının bu süre içinde çeşitli üniversitelerden mezun olduğu ve diplomalarında, yüksek lisans tezlerinde, katılım belgelerinde, sertifikalarında, bankacılık işlemleri ile emeklilik işlemlerinde evlilik soyadını kullandığı anlaşılmaktadır. Toplanan delillerle davacının davalının soyadını kullanmasının davalıya bir zarar vermeyeceği, davalının soyadını kullanılmasında davacının menfaatinin bulunduğu kanıtlanmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 173/2. maddesi koşullan gerçekleşmiştir. Davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.” 

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2004/5317 E. 2004/5992 K. sayılı ve 10.05.2004 tarihli kararı

“…Davacı kocasının soyadının kullanmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar 31.3.1997´de boşanmış, dava ise 7.11.2003´te açılmıştır. Medeni Kanununun 178. maddesi, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakkının boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağını hükme bağlamıştır. Zamanaşımı definin davaya cevap süresi içersinde ileri sürülmesi halinde incelenmesi imkan dahilindedir. Davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı defi´ni ileri sürmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında işin esasının incelenmesi gerekirken hak düşürücü süre olarak algılanıp, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır…”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2006/12064 E. 2006/18507 K. sayılı ve 27.12.2006 tarihli kararı

“…Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma halinde kocasının soyadının kullanılmasına izin verilmesini de istemiştir. Bu istek boşanmanın eki niteliğinde değildir. Başvurma harcının alındığı dikkate alınarak peşin harç alındıktan sonra ( HK.30-32 md. ) delillerin değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ( TMK.173/2 m. )…”