Makaleler

Daha fazla bilgi için,
lütfen bizimle iletişime geçin


LL.M., Ortak Avukat

Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının İptali

*Av. Sibel ÖZTÜRK, LL.M., Stj. Av. R. Betül SOYSAL 

Genel Olarak 

Anonim ortaklıklarda genel kurul, pay sahiplerinin veya temsilcilerinin usulüne uygun çağrı üzerine belirli bir gündemi görüşmek ve karara bağlamak için bir araya gelmesinden oluşan, ortaklığın karar ve irade organıdır. Genel kurul, kanundan ya da ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan yetkilerini kendisini oluşturan pay sahipleri ya da bunların yetkili temsilcilerinin oyları ile meydana gelen kararlarıyla kullanır. Genel kurul karar organı niteliğinde olduğundan dolayı alınan kararlar anonim şirkete ilişkin faaliyetlerle doğrudan ilişkilidir. Genel kurul kararları toplantıda bulunmayan ya da olumsuz oy kullanan pay sahipleri içinde geçerli olur. Bu sebeple kararların kanuna, sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmaması gerekir. 

Hukukî sonuç doğuran bir irade beyanı ve şirketin işleyişine ilişkin bir karar olması nedeniyle genel kurul kararı, bir hukukî işlem niteliğindedir. Tüm hukuki işlemlerde olduğu gibi niteliği gereği geçerlilik koşulları bulunmaktadır. Bu nitelik; meydana gelişi, geçerlilik şartları ve sonuçları bakımından genel kurul kararlarını anonim ortaklığa ilişkin özel düzenlemelere ve Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen sakatlıklara ve yaptırımlarına tâbi kılar.(1)  Yokluk, butlan (kesin hükümsüzlük) ve askıda hükümsüzlük gibi genel kurul kararlarının sakatlık hallerinden biri de iptal edilebilirliktir. Geçersizlik sebebi hukuk güvenliğini sarsacak nitelikte olmadığında hukuk düzenince menfaatleri korunmak istenen taraflara iptal hakkı tanınmıştır. (2)  Burada bahsi geçen iptal hakkı niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir haktır; dolayısıyla iptal hakkının kullanılmasıyla karar geriye dönük olarak hükümsüz hale gelir. (3) Ayrıca bu hususlara ek olarak kararlar alınırken toplantı ve karar yeter sayılarına uyulmuş olması gerekir aksi halde geçersizliği gündeme gelecektir. Başka bir geçerlilik şartı da alınan genel kurul  kararları ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmesidir eğer bu şart gerçekleştirilmezse geçerlilik kazanamaz.   

Genel Kurul Kararlarına İlişkin İptal Sebepleri

Genel kurulda alınan kararların iptale konu olması durumunda söz konusu kararlar şirket organları ve pay sahiplerince bağlayıcı olacağından iptalle sonuçlanmasında yarar vardır. İptal konusu kararların dayanağı olacak iptal sebepleri Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir.

TTK'nın 445. maddesinde, “Kanuna, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırılığa ilişkin genel iptal sebeplerinin yanı sıra, bazı maddelerde özel iptal sebeplerine de yer verilmiştir. Bunlar;

-Kurumsal Oy Temsilcilerinin Bildirim Yükümünü Yerine Getirmemeleri,

-Bir Pay sahibinin Talebine Rağmen Toplantı Başkanının Kurumsal Temsilcilerin Bildirimlerini Açıklamaması,

-Genel Kurula Murahhas Üyelerle En Az Bir yönetim Kurulu Üyesinin Katılmamış Olmaması

-Genel Kurulda Denetçinin Bulunmaması.

Açılan iptal davasında kararın kanuna,  esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ileri sürülmesi ve belirtilen durumun davacı tarafından ispatlanması gerekir. Kanuna aykırılıktan dava açılması halinde sadece Türk Ticaret Kanunu açısından değil Türk Borçlar Kanunu ve tüm mevzuat açısından aykırılık araştırılacaktır. Buna ek olarak sözleşme hükümlerine aykırılıktan da dava edilebilme hakkı doğmuştur. Kurulda alınan kararlarının sözleşme hükümlerini bertaraf etmek, etkisiz kılmak amacıyla alınması durumunda iptal davasına konu olabilecektir. 

TTK' nın yönetim kurulu üyelerinin görev süresini belirleyen 362. maddesine göre esas sözleşmede aksine hüküm yoksa, yönetim kurulu üyesinin yeniden seçilmesi imkân tanınmıştır; bu hususun esas sözleşmeyle yasaklanmış olmasına rağmen üyelerin yeniden seçilmesi kararının veya esas sözleşmeyle tespit edilmiş yönetim kurulu üye sayısına aşacak sayıda yönetim kurulu üyesi seçmenin iptali dava edilebilir(4). Aynı şekilde esas sözleşme ile yönetim kurulu üyeleri için yaş, lisansüstü eğitim veya meslek gibi birtakım kriterler öngörülmüş olabilir; bu özellikleri taşımaksızın seçilen yönetim kurulu üyesi seçen genel kurul kararı hakkında da iptal davası söz konusu olabilir(5). TMK m. 2 anlamında dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması çerçevesinde bir değerlendirme yapması ve ortaklığın çıkarı ile çoğunluğun çıkarı arasındaki dengeyi tahlil etmesi gerekmektedir(6). Keza hak sahibi bakımından eş değerde başka çözümler varken hakkın sakınılarak kullanılması göz ardı edilerek, bir başka ifadeyle diğer pay sahiplerine en az zarar verecek yol gözetilmeksizin, kullanılması da hakkın kötüye kullanılması teşkil edebilecektir(7). Bu gibi durumlarda Türk Medeni Kanunu madde 2  iyi niyet kurallarına aykırı alınan kararlar sebebiyle yine iptal davası açılabilecektir. Yargıtay 11.HD, E.2016/3522, K.2017/5755, T.25.10.2017 kararında: "Yüksek oranda net çalışma sermayesine sahip olan bir anonim ortaklıkta yıllık kârın büyük bölümümün ortaklara dağıtılmak yerine yedek akçe olarak ayrılması kararı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmektedir

 Genel Kurul Kararlarına Karşı İptal Davası Açılması ve İptal Davasının Tarafları

TTK da bir sermaye şirketi olan anonim şirketlere ilişkin çeşitli hükümler düzenlenmiştir. Bu hükümlere bakıldığında genel kurulun aldığı kararların geçerlilik ve uygulanması hususunda düzenlenmiş maddeler de bulunmaktadır. Söz konusu maddede değinilen durumlarda genel kurul kararlının geçersizliğini sabit kılmak amacıyla iptal davası açılabilecektir. İptal davası açabilmek için şirket genel kurulunca olağan veya olağanüstü toplantıda bir karar alınmış olması şarttır. İptal davasının hukuki niteliği, yapılan hukuki işlemi ortadan kaldırmaktır. İptal işlemi ancak dava açılması yoluyla mümkün olabilir. Açılacak iptal davası ile iptale konu olan genel kurul kararlarının hukuki etkisi ortadan kalkacaktır. İptale ilişkin kesinleşmiş mahkeme hükmü bütün pay sahipleri nazarında etkili olup iç ilişkide genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren geçerli olacak şekilde geriye etkili olarak kararı ortadan kaldıracaktır.(8) Genel kurul kararlarının iptal edilebilirlik niteliğinde olup olmadığı hakim tarafından re’sen gözetilmez. Bununla birlikte hâkim, iptali istenen genel kurul kararını yalnızca kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygunluğuna göre değerlendirebilecek olup şirket bakımından yararlılığına, yerindeliğine veya amaca uygunluğuna  bakamaz.(9) 

TTK 449 hükmü: Anonim şirket genel kurul kararı aleyhine iptal davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim organı üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına (uygulamanın durdurulmasına) karar verebilir.               

TTK 450 hükmü: Anonim şirket genel kurul kararının iptaline ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra davacı sıfatını haiz olmasa dahi bütün ortaklar hakkında hüküm ifade eder. Yönetim organı bu kararın bir suretini derhal ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır. Kesinleşen iptal kararı, bozucu şekilde yenilik doğurucu bir karardır. Bu kapsamda mahkeme kararı, iç ilişkide ve dolayısıyla bütün ortaklar ve organlar açısından alındığı tarihe kadar geriye yürür. Karar verilmeden önceki hukuki duruma dönülür. Karar tarihinden itibaren böyle bir karar alınmamış sayılır.  İptal davasına konu olacak genel kurul kararlarının geçersizliği ancak açılan iptal davası sonucunda alınan iptal kararıyla mümkün olacaktır. Söz konusu kararın iptaline ilişkin mahkeme kararı olmadıkça uygulanmaya devam edecektir. Kesinleşmiş mahkeme kararına kadar geçerliliğini sürdürecektir. Yargıtay 11.HD, E.2005/13782, K.2007/692, T. 23.01.2007 Kararında:’ İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar; iptal anına kadar bu kararlara dayanılarak yapılan işlemler geçerlidir.’

TTK’nın 445. maddesinde, kanun veya esas sözleşme hükümlerine dürüstlük kuralına aykırı olan genel  kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabileceği hükme bağlanmıştır. Genel kurul kararlarına  karşı açılacak iptal davasında: Davacılar; pay sahipleri, yönetim kurulu, yönetim kurulu üyeleri ve Sermaye Piyasası Kurulu'dur. Davalı ise anonim şirkettir. TTK, iptal davası açma hakkını sermaye şirketlerinin ortaklarına, yönetim organına veya bu organların üyelerine tanımıştır. Değişen TTK neticesinde denetçiler şirketin bir organı sıfatına sahip olmaktan çıkarılması sebebiyle iptal davası açabilme hakları son bulmuştur. Genel kurul kararlarına karşı açılacak iptal davasında taraf olarak akla ilk olarak pay sahipleri yani ortaklar gelmektedir. Şirketin ortakları kararlardan doğrudan etkilendiğinden ortaklar açısından iptal davası açma hakkı oldukça önem taşımaktadır.   Hak, doğrudan TTK’da düzenlendiği ve güvence altına alındığı için esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ortadan kaldırılamaz, ortakların rızası olsa dahi sınırlandırılamaz ve bu haktan vazgeçilemez.  Genel kurul toplantısında hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten ortaklar iptal davası açabilir. Olumsuz oy kullanmayıp sadece kararlara karşı çıkan veya çekimser kalan ortaklar iptal davası açamazlar. Muhalefet şerhinin toplantı tutanağına yazılması yeterli olup, bunun ayrıca ortak tarafından imzalanması ve gerekçe gösterilmesi şart değildir. Söz konusu durumun kararının alınmasında etkili olduğunu ileri sürmesi halinde toplantıya katılmayan, oy kullanmayan ortaklar da iptal davası açmaya yetkilidir.

MADDE 446 (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul  kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri iptal davası açabilir.

Değinmemiz gereken bir diğer nokta ise şartlar oluştuğu takdirde ise azınlığın, çoğunluğun aldığı kararlara karşı iptal davası açabilme hakkına sahip olmasıdır. Söz konusu maddenin b bendinden anlaşılacağı üzere anonim şirketin genel kurulunda alınan kararlar açısından sayılan iptal sebeplerinden herhangi birinin gündeme gelmesi halinde tüm pay sahiplerinin dava açabilme hakkı korunmuştur. Ancak b bendindeki hususlara ilişkin durumlarda hukuka aykırı bir karar alındığında, menfaatleri ihlal edildiğinde genel kurulun kararı almasında etkili olduğunu ispatlaması halinde tüm ortaklar dava açabileceklerdir. A bendinde ise toplantıya katılıp olumsuz oy veren ortaklar iptal davası açabileceklerdir. Olumsuz oy veren ortaklarının sayısının az olması ve buna rağmen iptal davası açabilme haklarının olması da azınlığın, çoğunluğun aldığı kararlara karşı korunmasına örnek gösterilebilir. İptal davası açan pay sahipleri bu davanın sonucunda iptal kararı verilmesi halinde, verilen iptal kararında menfaatlerinin olduğunu ispat etmek zorunda değillerdir. Hukuka aykırı bir sebebin varlığına veya ispat zorunluluğu olmadan, şirketin ya da dava açan pay sahibinin şahsi menfaatini ihlal eden bir sebebe dayanarak dava açabilecektir.

TTK 361/3 hükmünde, ‘genel kurul toplantısına iştirake yetkili olmayan kimselerin bir karara iştirak etmesi halinde önceden itiraz etmemiş olsa bile her bir pay sahibinin bu kararın iptalini mahkemeden isteyebileceği, fakat davalı şirketin bu iştirakin karara etkili olmadığını ispat ettiği takdirde talebin reddedileceği’ hükme bağlanmıştır.         

TTK m. 431/2 hükmünde ise ‘bir pay sahibinin talebine toplantı başkanının kurumsal temsilcilerin bildirimlerini rağmen açıklamaması halinde de, alınan genel kurul kararının iptali davasında da, şirketin, toplantıya katılan kurumsal temsilcilerin oylarının alınan karara ve yapılan yönetim kurulu seçiminde etkili olmadığını kanıtlaması halinde de, mahkemenin iptal davasını reddetmesi gerekmektedir. 

Yargıtay’ın 11. Hukuk Dairesinin 19.07.2007 tarihli kararında, “…. Davacı ortağın bilgi alma hakkının ihlali nedeniyle Genel Kurul toplantısında yanlış bir kararın alınması, diğer bir anlatımla bilgi vermeme ile alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunması halinde ancak alınan kararların iptali söz konusu olabilir. Bu durumda, mahkemece… salt bilgi edinme hakkının ihlalinden bahisle… GK kararının iptaline karar verilmiş olması doğru görülmediği belirtilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 17.06.2020 tarihli ve E.2019/4971, K.2020/2971 sayılı kararında ‘TTK’nın 446/1-b maddesinde, bu hükümde sayılan aykırılıkların, kararın alınmasına etkili olduğunun ispatı davacı ortaklara yüklenmiştir.’ 

Çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, kendisinin genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini iddia eden ortaklar, ayrıca genel kurul kararı ile aykırılık arasındaki etkililiği kanıtlamakla yükümlüdür. Yargıtay hem yetkisiz kişilerin genel kurul toplantısına katılmasında dair davalarda, hem de 361/3’ü kıyasen uygulayarak bazı iptal sebepleri için de kabul etmiş ve yerleşik içtihat haline getirmiştir. Bu durumda TTK da düzenlenen söz konusu hükümler ve Yargıtay’ın içtihatları göz önüne alındığında sadece iptal sebeplerinin varlığı iptal edilmesi için yeterli olmayacaktır. İptal nedeninin genel kurul kararının alınmasında “etkili” olduğunun ispatlanması halinde söz konusu kararların iptali mümkün olabilecektir. Aksi halde karar hukuka aykırı olsa bile ortağın açtığı dava reddedilecektir. Öğretide ve uygulamada bu şarta ‘etki kuralı’ denilmektedir. Etki kuralı, ileri sürülen kanuna aykırılık gerçekleşmeseydi, iptali istenen genel kurul kararının alınamayacak veya başka bir kararın alınacak olmasıdır. Etki kuralının uygulanacağı aykırılıklar ise TTK md. 446/1-b’de sayılan dört halle sınırlı olup, genişletilemez.

 Sonuç

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yeniden düzenlenen ortaklık haklarından birisini, genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma hakkı oluşturmaktadır. Kanun, hukuka aykırı genel kurul kararlarının iptal edilebilmesine imkan sağlamıştır. Bu hükme göre daha açma hakkına sahip olanlar, yönetim organı, yönetim organı üyelerinden her biri ve şirket ortaklarıdır. Ortaklar açısından ise dava açma hakkına ilişkin ikili bir ayrıma gidilmiştir. Bunlardan birincisi, TTK m. 446 f.1-a, m. 445'te öngörülen şartları sağlayan karalarda toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten ortaklardır. Diğeri ise TTK m. 446 f.1-b hükmünde toplantıya katılıp katılmadığı ve ilgili karar aleyhinde oy kullanıp kullanmadığı önemli olmaksızın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve bu sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren ortaklardır.  İkinci ayrım kapsamında sayılan aykırılıklara dayalı olarak açılan iptal davasında ortağın, aykırılığın genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. 

 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kaynakça

(1)Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, C.II, 3.bs., Adalet Yayınevi Ankara, 2018, s.1011, pr.2.           

(2) Halûk N. NOMER, Borçlar Hukuk Genel Hükümler, 16.bs, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2018, s.68.        

(3)8 M. Kemal OĞUZMAN/ Nami BARLAS, Medeni Hukuk, 24.bs., Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s.89  

(4) BAHTİYAR, Ortaklıklar Hukuku, s.205.                                                                                                          

(5) İsmail KAYAR, Ticaret Hukuku, 5bs., Seçkin Yayıncılık, İstanbul, 2018, s.434.                                         

(6)BATİYAR, Ortaklıklar, s.206.                                                                                                                                 

(7) Şener AKYOL, Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı, 2.bs., Vedat Yayıncılık, İstanbul, 2006, s.103.                                                              

(8) PULAŞLI, Şerh, C.II, s.1118, pr.193                                                                                                                       

(9) İsmail KIRCA, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarında Takdir Yetkisi - Özen Borcu, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.22, S.3, Haziran 2004, s.85-96