Haberler

AYM: Rektörü Eleştiren Öğrenciye Verilen Disiplin Cezası Hak İhlalidir

Anayasa Mahkemesi, Umut Deniz Yorulmaz tarafından bireysel başvuru yoluyla önüne gelen konu hakkında; 20/12/2022 tarihli ve R.G. Tarih ve Sayı: 7/3/2023-32125 numaralı kararıyla rektörü eleştiren öğrenciye verilen disiplin cezasının eğitim hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Başvurunun Konusu:

Başvuru, öğrencisi olduğu üniversitenin rektörüne hitaben sarf ettiği sözler ve sergilediği davranışlar nedeniyle başvurucuya bir ay uzaklaştırma disiplin cezası verilmesinin eğitim hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

Başvuruya Konu Olaylar:

Başvurucu 17/10/2017 tarihinde E.İ.nin Fakülte binasına geldiğini fark etmesi üzerine E.İ.ye yaklaşarak "Yüzlerce akademisyeni ihraç ettiniz utanmıyor musunuz buraya gelmeye, yüzünüz kızarmıyor mu hala, ne yüzle Üniversiteye geliyorsunuz?" şeklinde sözler sarf etmiştir. 18/10/2017 tarihinde ise E.İ.nin fotoğrafının bulunduğu bir karton maketi Fakülte içinde gezdirmiş ve "Gördük ki biz de bir hevesi var okulumuzu gezmek istiyor bu arkadaş, gezemiyor korkudan galiba, dün biz sorduk yüzlerce akademisyen ihraç edildi siz bu okulda nasıl gezebiliyorsunuz dedik cevap veremedi dili tutuldu, biz de onun bu hevesini karşılayabilmek adına maketini yaptık okulda Rektörümüz Sayın [E.İ.yi] gezdireceğiz, öğrenciler çok fazla görmediği için birazcık gezdirelim okulumuzu." şeklinde ifadeler kullanmıştır.

Anılan söz ve davranışları nedeniyle Üniversite yönetimi tarafından başvurucu hakkında disiplin soruşturması açılmıştır. Yapılan soruşturma sonucunda Dekanlığın 22/11/2017 tarihli kararı ile yükseköğretim kurumu personelinin kurum içinde ya da dışında şeref ve haysiyetini zedeleyen eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle başvurucuya bir ay yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma disiplin cezası verilmiştir.

Başvurucu 26/12/2017 tarihinde söz konusu idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmıştır. Davayı inceleyen Ankara 14. İdare Mahkemesi (Mahkeme) başvurucunun sarf ettiği sözlerin Üniversite Rektörü'nün şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette olduğu gerekçesiyle davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını belirtmiş ve davanın reddine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi: 

Anayasa Mahkemesi, öğrencilerin ifade özgürlüğüne yönelik olarak getirilen düzenlemeler açısından eğitimin derecesi büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda disipliner kısıtlamaya maruz kalan bireyin hangi derecede eğitim aldığı ehemmiyet taşır. Bu bağlamda özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen üniversitelerde farklı düşüncelere sahip üniversite öğrencilerine daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekmektedir. Söz konusu görüş ve fikirler tartışmalı olsa veya rağbet görmese dahi ifade etme özgürlüğünün sıkı korumasından yararlanması gerektiğini belirtmiştir.

Protesto sırasında kullanılan ifadelerin esas itibarıyla Rektör'ü keyfî olarak hedef göstermediği, birçok kişiyi yakından ilgilendiren bir konuda toplumsal bir tartışmaya yönelik olduğu açıktır. Anayasa, kamu yararına ilişkin sorunları kapsayan alanlarda ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına çok az yer bırakmaktadır Somut olayda başvurucu, bazı akademisyenlerin üniversiteden ilişiklerinin kesilmesine ve disiplin cezalarıyla cezalandırılmasına ilişkin belirli bir bakış açısıyla eleştirilerde bulunmuştur. Söz konusu ifadelerin kamu yararına ilişkin sorunlara dair olduğu konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. O hâlde böyle bir düşünce açıklamasına yapılan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiğinin oldukça titiz değerlendirmelerle gösterilmiş olması gerekir.

Başvuruya konu söz ve davranışlarda Rektör'e karşı alaycı bir dil kullanıldığı ve hiciv içeren bir eylemde bulunulduğu açıktır. İlk bakışta başvuru konusu ifadelerin rahatsız edici olduğu iddia edilse bile başkaları için -temelsiz biçimde- yaralayıcı, saldırgan ve yakışıksız olduğu söylenemez. 

Öte yandan idare ve mahkemelerin üniversite öğrencilerine verilecek disiplin cezalarına ilişkin kararlarında müdahaleye konu eylemin eğitim kurumunun düzeni üzerindeki olası yahut mevcut olumsuz etkilerini de mutlaka göstermeleri gerekir (Ahmet Batur, § 41; İlknur Uyan, § 40). Somut olayda ise mahkeme gerekçelerinde başvurucunun cezalandırılmasına konu söz ve davranışların Üniversitenin düzenini hangi derecede etkilediğine, ne şekilde bozduğuna veya bozma tehlikesi meydana getirdiğine ilişkin hiçbir değerlendirilmede bulunulmadığı görülmüştür. Diğer bir ifade ile kararlarda, verilen disiplin cezasının hangi zorunlu sosyal ihtiyaca karşılık geldiği ortaya konulamamıştır.

Sonuç olarak başvurucu, ifade özgürlüğünü kullanması nedeniyle okuldan uzaklaştırma disiplin cezası ile cezalandırılmış ve eğitim hakkından yararlanamamıştır. Açıktır ki derece mahkemeleri başvuruya konu ifadelerin kullanılma nedenini, içeriğini, hangi ifadelerin kurum düzenine ne şekilde tesir ettiğini, başvurucunun almakta olduğu eğitimin seviyesini ve eylemin yapıldığı mecrayı değerlendirmemiştir. Davanın koşulları ışığında ve yukarıda belirtilen nedenler birlikte değerlendirildiğinde ifade özgürlüğünü kullanan başvurucuya verilen bir ay okuldan uzaklaştırma disiplin cezasının zorunlu bir ihtiyacı karşılamadığı gibi orantılı olduğu da kabul edilmemiştir. Bu kapsamda mahkemelerin ileri sürdüğü gerekçeler, başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli görülmemiştir.

Açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünü kullanması nedeniyle üniversiteden uzaklaştırılmasının Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlali niteliğinde olduğuna karar vermiştir.

Benzer Haberler